1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yenilikçi yönetmenin zaferi

24 Şubat 2015

Dünya sinemasının en yenilikçi yönetmenleri arasında anılan Alejandro G. Iñárritu, 87'inci kez dağıtılan Oscar Ödülleri'ne damgasını vurdu.

https://p.dw.com/p/1EgNX
Alejandro G. Inarritu
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alejandro G. Iñárritu yıllardır dünya sinemasının en yenilikçi yönetmenlerinden sayılıyor. 1963'te Meksiko'da doğan yönetmen, kariyerini 'Birdman' filmiyle kazandığı En İyi Film heykelciğiyle taçlandırdı.

'Birdman', En İyi Yönetmen kategorisinin yanı sıra En İyi Kamera ve En İyi Özgün Senaryo dallarında da Oscar'a uzanan isim oldu. En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilen başrol oyuncusu Michael Keaton ise törenden eli boş döndü. 'Birdman', geçen yıl Venedik Film Festivali'nin açılışını yapmıştı. Film, Hollywood'da eski bir film yıldızı olan bir aktörün hayal kırıklıklarıyla dolu kariyerini anlatıyor.

'Büyük Budapeşte Oteli'ne dört Oscar

Gecede dört heykelciği birden kucaklayan bir başka film daha vardı: "Büyük Budapeşte Oteli - Grand Budapest Hotel". Her ne kadar filmin ödüle layık görüldüğü kategoriler En İyi Prodüksiyon Tasarımı, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Makyaj gibi daha az önemli sayılan kategoriler olsa da çalışmaları ödüllendirilen sanatçıların sevinci büyük oldu. Film müziklerine imzasını atan besteci Alexandre Desplat de bu sevinci yaşayanlardandı.

'Birdman'in başrol oyuncusu Michael Keaton En İyi Erkek Oyuncu ödülünü genç İngiliz oyuncu Eddie Redmayne'e kaptırdı. 1982 doğumlu Redmayne, dünyaca ünlü fizikçi Stephan Hawking'ı canlandırdığı "The Theory of Everything‘‘ ile ''Oscarların habercisi'' kabul edilen Altın Küre ödüllerinde de aynı kategoride ödüle layık görülmüştü. Eleştirmenler genç aktörün önünde parlak bir kariyer olduğu konusunda hemfikir.

Alzheimer rolüyle gelen ödül

En İyi Kadın Oyuncu dalında Amerikalı oyuncu Julianne Moore güçlü rakiplerinin arasından sıyrılarak ödüle uzanan isim oldu. Moore da "Still Alice" filmindeki rolüyle Altın Küre ödülüne layık görülmüştü. Ünlü oyuncu filmde Alzheimer hastalığına yakalanan bir kadını canlandırıyor.

En İyi Belgesel kategorisinin galibi de gecede merakla beklenenlerdendi. Heykelciğe uzanan isim ise Edward Snowden'ın hikâyesini anlatan Laura Poitras imzalı 'Citizenfour' oldu. Böylece bir Amerikan-Alman ortak yapımı olan filmle Almanya da geceden bir Oscar'la ayrılmış oldu. Filmi aynı dalda aday gösterilen Alman yönetmen Wim Wenders ise törenden eli boş döndü.

Oscar'da İngilizce dışında diğer dillerdeki yapımlar ise En İyi Yabancı Film kategorisinde yarışıyor. Bu yıl bu kategoride zafere ulaşan Polonya yapımı 'İda' oldu. Film, Rusya, Estonya, Moritanya ve Arjantin'den rakiplerini geride bıraktı. 'İda', hayattaki duruş ve yönünü bulma çabası içerisinde olan bir genç kızın hikâyesini etkileyici siyah-beyaz resimlerle anlatıyor.

'Boyhood' ekibinin hayal kırıklığı

'Boyhood' film ekibi gecede hayal kırıklığına uğrayanlardan oldu. Birçok dalda Oscar'a aday olan film, ‘'En İyi Film'' dalında da favori gösteriliyordu. Ne var ki 'Boyhood' geceden yalnızca bir ödülle ayrıldı. Aktris Patricia Arquette, filmdeki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü ve teşekkür konuşmasında da film endüstrisindeki kadın haklarına dikkat çekti.

'Whiplash'in beklenmeyen zaferi ise gecenin en büyük sürprizi oldu. Film, En İyi Kurgu, En İyi Ses Miksajı ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu olmak üzere toplam üç ödüle layık görüldü. Kazandığı ödül, filmde radikal bir müzik öğretmenini canlandıran Amerikalı oyuncu J.K. Simmons'ı sevince boğdu.

Yine birçok dalda adaylığı bulunan Clint Eastwood imzalı "American Sniper" yalnızca En İyi Ses Kurgusu dalında ödüle layık görüldü. Film, tören öncesi Amerika'da en çok tartışılan yapım olmuştu. Muhafazakâr ve Cumhuriyetçi çevreler filme bir kahramanlık öyküsü olduğu için övgüler yağdırırken liberaller ve Demokratlar filmi sert bir biçimde eleştirmişti.
87'inci Oscar ödülleri iz bırakan bir geceye daha imza atmış oldu. 'Birdman', 'Boyhood' ve 'Büyük Budapeşte Oteli - Grand Budapest Hotel' gibi ödüle layık görülen filmlerin Hollywood'ın yapay prodüksiyon anlayışından bağımsız yapımlar olması radikal bir değişim olarak görülüyor. Geçmişte bu ödülleri kazanan filmlerin çoğunu ticari başarı odaklı, daha az özgünlüğü olan yapımlar kazanmıştı.
©Deutsche Welle Türkçe

DW/JK/KM/SÖ/UÇ/HS/NH