1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BM Çevre Raporu uyarılarla dolu

Martina Buttler 29 Ekim 2007

Fiji adaları kıyısındaki balık kaynaklarının korunması, Paraguay’da ormanların kesilmesinin önlenmesi, Güney Doğu Asya’da ormanlık bölgelerde artış... BM Çevre Raporu'nda verilen olumlu örneklerin sayısı az.

https://p.dw.com/p/Bx8S
Raporda kuraklık ve temiz içme suyu sıkıntısının altı çiziliyor
Raporda kuraklık ve temiz içme suyu sıkıntısının altı çiziliyorFotoğraf: picture-alliance/dpa

‘İklim değişikliğini engelleyebilmek için çok az önlem alındı ve çok yavaş hareket edildi.’

Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından hazırlanan raporun sonuçları bu cümleyle özetlenebilir. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Başkanı Achim Steiner’e göre, Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılında yayınladığı Brundtland Raporu’nda, çevreyi koruyarak kalkınma anlamına gelen ‘sürdürülebilir kalkınma’nın önemine dikkat çekilmesine rağmen, geçtiğimiz 20 yıl içinde çevre adına olumlu bir gelişme kaydedilmedi. Steiner bunun nedenini şöyle açıklıyor:

’20 yıl öncesine göre daha kötü durumdayız ve sadece bu çok can sıkıcı. Sürdürülebilir kalkınmanın temel göstergelerinde hala iyi işaretler yok. Bu sonuçların çok ciddiye alınması gerekiyor. Aslında bizim için ulaşmak istemediğimiz bir noktaya yavaş yavaş yaklaştığımızı gösteren bir uyarı olmalılar. Çünkü günümüzde doğal dengelerin çökmeye başlamasının gözlemlediğimiz sonuçları, 10-20 yıl önce tahmin edebildiğimizden çok daha ağır olabilir.’

Bazı bölgeleri kurtarmak için geç kalındı

540 sayfalık raporda dönüm noktasında olan, artık kurtarılamayacak kadar tahrip edilmiş ya da çöküşe geçmiş bölgelerden söz ediliyor. Kimi uluslararası organizasyonlar, çevreyi korumak için gösterdikleri çaba nedeniyle övülse de rapor, insanların çevre için hala rahatlarından feragat etmediklerini gösteriyor.

Dünya halklarına uyarı

Birleşmiş Milletler bu raporla dünya toplumlarını, çevre sorunlarına duyarlı olunmadığı takdirde meydana gelebilecek gelişmelere karşı uyarıyor. Achim Steiner’e göre rapor yeni ve şaşırtıcı bilgiler içermese dahi çok önemli bir adım. Steiner, “Bu rapor bize sayılar temelinde bir gösterge. Yıllar boyunca hipotezlerle ve modellerle uğraşmak zorunda kaldık, çünkü gözlemlediğimiz fenomeni kanıtlayabilecek ampirik materyalden yoksunduk. Bu rapor, ‘sizin anlattığınız her şey yeşil birer korku senaryosu’ diyenleri susturacak” diye konuşuyor.

İklim değişikliğinin maliyeti

Son yıllarda iklim değişikliğinin ağır maliyetleri üzerine çok tartışılır oldu. Ama ne yazık ki önlemler üzerine aynı düzeyde konuşulmuyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Başkanı’na göre, iklim değişikliğine karşı önlem almamanın ekonomik olarak da hiç bir açıklaması yok:

‘Ekonomik aktörlerin kalkınmanın çevresel maliyetini hesaba katmamalarına seyirci kalamayız. Dönüşüm sürecinin anahtarı da tam olarak bu. Bence, bugünkü tartıştıklarımız raporda yazılanların sadece bir kısmı. Bu süreç çok yavaş ilerliyor, en önemlisi de, üzerimize düşeni gelecek kuşaklara bırakma lüksüne sahip olduğumuzu düşünmemiz.”

Balık türlerinin azalması, yayılan çölleşme, soyu tükenen canlılar, hava kirliliği ya da ısı artışı gibi gelişmeler, iklim değişikliğinin hayatımız üzerindeki etkilerine verilen diğer örnekler. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Başkanı Steiner, Birleşmiş Milletler’in bu sorunlarla mücadele edebilecek donanıma sahip olmadığı iddiasına ise şu sözlerle yanıt veriyor:

‘Bilakis, bence Birleşmiş Milletler Çevre Programı, çevre sorunlarıyla nasıl mücadele edilmesi gerektiğini gösteriyor. Biz 60 milyon dolarlık küçük bir bütçe ile çalışıyoruz ama küresel çevre sorunlarıyla analitik ve kurallı bir bakış açısına sahibiz. “

Hedef insanları harekete geçirmek

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, gezegenin durumu hakkındaki raporu ile hem kamuoyunu, hem de politikacıları harekete geçirmek istiyor. Raporun, Bali’de düzenlenecek olan Kyoto sonrasının tartışılacağı, ‘İklim Zirvesi’nde yön gösterici olması hedefleniyor.