1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa'da yeni Merkel dönemi

19 Aralık 2013

Almanya Başbakanı Angela Merkel'i, üçüncü görev döneminde birçok zorlu Avrupa meselesi bekliyor.

https://p.dw.com/p/1AcKH
Fotoğraf: John Macdougall/AFP/Getty Images

Angela Merkel mecliste yaptığı ilk hükümet açıklamasında Avrupa Birliği'nde reform için antlaşmalarda değişiklikler yapılmasının önemine dikkat çekmişti. Bilim ve Politika Vakfı'ndan Daniela Schwarzer yeni kurulan hükümetin Avrupa politikaları konusunda çok da farklı bir yol izlemesini beklemiyor.

Schwarzer Almanya'nın Yunanistan ve İspanya gibi AB üyelerine yardıma devam edeceği, buna karşılık bu ülkelerin rekabet yeteneği kazanabilmeleri için reform taleplerini sürdüreceği görüşünde.

Ancak bu noktada Schwarzer geçmişte borç krizinin pençesindeki ülkelerden çok kısa sürede çok büyük değişiklikler yapılmasının talep edildiği, bunun ise tehlikeli olduğu uyarısını yapıyor. Siyaset bilimci "Şimdi bakıldığında bunun ulusal ekonomiye etkilerinin beklenenden daha olumsuz olduğu görülüyor. Bence buna bağlı olarak üye ülkelerin maruz kaldığı politik ve sosyal riskler rahatsızlık verici" diyor.

Geçici ekonomik yardım programları

Schwarzer bu nedenle Avrupa'nın kriz mağduru ülkelerine ek dayanışma fonları ya da kimi ülkelere ise Marshall Planı örneğinde olduğu gibi geçici ekonomik yardım programlarının uygulanması konusunun değerlendirilmesi gerektiği görüşünde.

Uzmanlara göre Almanya Başbakanı Merkel'in ilgilenmesi gereken başka bir konu ise Almanya'nın müttefiki Fransa ile ilişkileri... Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Başkan Yardımcısı Katrin Böttger Almanya ve Fransa'nın uzun yıllardır Avrupa'nın önde gelen iki ülkesi olduğu ancak dengelerin son dönemde değiştiği uyarısını yapıyor.

Böttger "Şu anda sadece ekonomik değil müzakere masasındaki ağırlığı açısından da Fransa'nın zayıfladığı, Almanya'nın ise güçlendiği şeklinde bir intiba söz konusu" açıklamasını yapıyor. Böttger bu nedenle Almanya'nın yeni projelere imza atarken Fransa'yı yanına alması gerektiği fikrinde:

"Geçmişte yaşananlar tekrar tekrar şunu gösterdi: Almanya ve Fransa'nın Avrupa'da bütünleşmeyi hızlandırmalarında hep aynı fikre sahip olmaları ya da olaylara aynı bakış açısıyla yaklaşmaları değil, uzlaşma noktası bulabilmeleri rol oynadı. Ve bu uzlaşıya genelde diğer AB ülkelerinin çoğu da katıldı."

Güvenlik politikaları ikilemi

Öte yandan uzmanlara göre Almanya ekonomi politikaları konusunda ne kadar büyük bir ağırlığa sahipse, konu güvenlik politikalarına geldiğinde iş bir o kadar karmaşıklaşıyor. Geçmişte Almanya'ya kriz bölgelerindeki uluslararası misyonlarda yeterince yer almadığı yönünde birçok kez yoğun eleştiriler yapıldı. Ancak askeri açıdan güçlü bir Almanya da birçokları için tarihe bakıldığında büyük bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor.

Bilim ve Politika Vakfı'ndan Daniela Schwarzer bu nedenle gelecekte de Alman hükümetinin askeri misyonlara mesafeli yaklaşırken barışçıl misyonlara destek vermeye devam etmesinin anlaşılır olacağını kaydediyor. Schwarzer bu durumun ise Almanya'nın savunma işini başkalarına bıraktığı yönündeki eleştirileri göğüslemeye devam etmek zorunda kalacağı anlamına geldiğini vurguluyor. Ancak siyaset bilimci Almanya'nın Fransa ve belki de İngiltere ve Polonya'yla beraber AB savunma politikalarını güçlendirmesi gerektiği görüşünde. Schwarzer bunun ABD'nin Orta Avrupa, Orta Asya ve Akdeniz’in güneyindeki kriz bölgelerinden daha hızlı bir şekilde geri çekilmesini sağlayacağını savunuyor.

Uzmanlara göre Avrupa’yı ilgilendiren bir diğer önemli konu ise Ukrayna ve Rusya ile ilişkiler. Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Başkan Yardımcısı Katrin Böttger Avrupa Birliği'nin, Ukrayna ile ortaklık anlaşması sürecinde bu ülke için Rusya'nın ekonomik anlamını yeterince fark etmediğine dikkat çekiyor:

Böttger "Bence AB bu ülke için Rusya'nın ekonomik önemini yabana attı. AB ticaret, vize muafiyeti gibi Ukrayna halkı için ancak orta ve uzun vadede cazip olacak teklifler yapıyor. Oysa Ukraynalılar kısa vadade de nerede kalacakları, evlerini kışın nasıl ısıtacakları ve ne yiyecekleri gibi sorulara da yanıt bulmak zorundalar" şeklinde konuşuyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Martin Koch / Banu Wöltje

Editör: Beklan Kulaksızoğlu