1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Altı Gün Savaşı’nın 40. yıl dönümü

Peter Phillip/DW5 Haziran 2007

40 yıl önce Ortadoğu, İsrail’in Ortadoğu’da geniş bir bölgeyi ele geçirmesiyle sonuçlanan Altı Gün Savaşı’na sahne oldu. Savaş, bölgede bugünkgü dengelerin büyük ölçüde temelini de oluşturdu.

https://p.dw.com/p/AoOr
İsrail, Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni ele geçirdi.
İsrail, Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni ele geçirdi.Fotoğraf: AP

Ortadoğu’da üçüncü kez büyük bir savaş patlak verdiğinde takvim yaprakları 5 Haziran 1967’yi gösteriyordu. Ancak diğerleriyle kıyaslandığında hayli kısa süren bu savaş, tarih kitaplarına Altı Gün Savaşı olarak geçti. İsrail, Suriye’deki Golan Tepeleri’nin yanı sıra Batı Şeria ve o tarihe kadar Mısır’ın kontrolünde bulunan Gazze Şeridi’ni işgal etti.

Böylece İsrail, tarihi Filistin topraklarının tümünü ele geçirmiş oldu. Oysa Birleşmiş Milletler’in 1947’de aldığı karar uyarınca bölgede iki ayrı devletin, yani İsrail ve Filistin’in kurulması öngörülüyordu.

Araplar tepki gösterdi

İki devletli çözüm Arap dünyasında pek de olumlu yankılanmadı. İsrail yönetimi de özellikle Şam ve Kahire’den yükselen sert tepki ve eleştiri seslerini tehdit olarak nitelendirip, Altı Gün Savaşı’nın en önemli gerekçesi olarak ortaya koydu. İsrail, Filistin bölgelerini işgal edince, Arap dünyasından yükselen tepkiler gerçekten de tehdide dönüştü.

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün o zamanki lideri Ahmet Şukeyri, savaşın başladığı 5 Haziran 1967 tarihinde Kahire Radyosu’nda yayınlanan mesajında, oldukça sert ve kararlı ifadeler kullandı: “Arap alemi, Filistin’i sizden temizlemeye kararlıdır. Biz sizin canınızı almadan, bavullarınızı toplayın ve Filistin’i derhal terk edin!“

“Tüm Yahudileri denize dökeceğiz“ diye haykıran Şukeyri’nin tehditleri boşa çıktı. Zira İsrail ordusu, bir saat içinde Mısır Hava Kuvvetleri’nin çökertmeyi başardı. Mısır’a ait kara birliklerinin direnişi de çabuk kırıldı. İsrail, Suriye ve Ürdün cephesinde de fazla zorlanmadan amacına ulaştı.

Radyo konuşmasıyla zafer ilanı

Dönemin İsrail Başbakanı Levi Eşkol, İsrail birliklerinin taaruzundan tam altı gün sonra, 10 Haziran 1967’de parlamentoda yaptığı konuşmada savaşın sona erdiğini ilan etti: “Kudüs’e yönelik tehdit bertaraf edilmiştir. Aynı şekilde sahil şeridinde, kuzeydeki bölgelerde ve Gazze Şeridi’nde de tehdit son bulmuştur. Sina Yarımadası ve Süveyş Kanalı, İsrail ordusunun kontrolü altındadır. Kudüs’ün bölünmüşlüğü artık sona ermiştir. İsrail devleti kurulduğundan bu yana Yahudiler, Ağlama Duvarı’nda ibadet etme imkanına kavuştu.“

Savaştan önce Arap dünyasının liderliğine oynayan dönemin Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdül Nasır, bu emeline ulaşamadı. Nasır’ın İsrail ile her türlü diyaloğu da reddetmesi nedeniyle barış anlaşması ancak halefi Enver Sedat iş başına geldikten sonra mümkün oldu.