1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Scientology tartışması

8 Aralık 2007

ABD’nin ardından Avrupa’da da faaliyetlerini artıran Scientology tarikatı Almanya’da tepki topluyor. Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı hareket ettiği gerekçesiyle tarikatın Almanya’da yasaklanması gündeme geldi.

https://p.dw.com/p/CZ9D
Tom Cruise, Scientology tarikatı üyesi Hollywood yıldızları arasında.
Tom Cruise, Scientology tarikatı üyesi Hollywood yıldızları arasında.Fotoğraf: AP

Scientology, özellikle son yıllarda Hollywood yıldızlarının konuyla ilgili yaptığı açıklamalarla gündeme geldi. Scintology’nin ünlü aktör, Tom Cruise’dan John Travolta’ya, Kristie Alley ve Rock’n Roll efsanesi Elvis Presley’in eşi Priscilla Prestley ile kızı Lisa Marie Presley’e kadar dünyaca ünlü müritleri var. Kurucusu L. Ron Hubbard'ın tanımlamasıyla 'gerçeği aramak' anlamına gelen Scientology dünyanın en hızlı yayılan dini kabul ediliyor.

Almanya’da 5 bin mürit

Almanya genelinde de faaliyetlerini sürdüren Scientology’nin ülkede yaklaşık beşbin müridinin bulunduğu tahmin ediliyor. Federal Anayasa Dairesi’ne göreyse bu rakam sadece başkent Berlin’de 200 civarında. Almanya, Scientology tarikatının faaliyetlerini yasaklamayı tartışıyor. Eyalet içişleri bakanlarnı dün biraraya getiren toplantının ardından açıklamalarda bulunan Berlin eyaleti İçişleri Bakanı Ehrhart Koerting, Amerikan merkezli Scientology tarikatının, Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı hareket ettiğini, yasaklanması için süreci başlatacaklarını duyurdu.

„Psikoloji tarikatı“

Scientology Almanya’da 70’lerin başından beri faaliyet gösteriyor ve o tarihten günümüze kadar ülkede „bir din“ olarak kabul görülmesi için uğraş veriyor. Kiliselerse organizasyonu daha çok bir „psikoloji tarikatı“ olarak tanımlıyor. Scientology’nin dünya genelinde yaklaşık 10 milyon müridi olduğu tahmin ediliyor. Almanya’da ise Scientology öğretilerini savunanların sayısı beş bin dolayında. Dünya genelinde en hızlı yayılan din tanımlamasının yapıldığı Scientology’nin bir çok metropolde görkemli merkezleri bulunuyor.

Başkentlerde görkemli merkezler açıyor

Londra, Brüksel ve Madrid’ten sonra bu yılın başında Almanya’nın başkentinde de bu tür bir merkezin açılması dikkatlerin yeniden Scientology’nin üzerine yoğunlaşmasını sağladı. Siyasi arenada tarikat hakkındaki tutumlar farklı tartışmalara yol açıyor. Örneğin, Scientology’nin anayasayı koruma dairesi tarafından daha sıkı takip edilmesi bu tartışmaların başında. Berlin Anayasa’yı Koruma Dairesi, Scientology’nin faaliyetlerinin gözlem altında tutulmasını bir kaç yıl önce mahkeme kararıyla durdurmuştu.

Tarikat uzmanının uyarısı

Hıristiyan Demokrat Birliği’nden Tarikat Uzmanı Angela Blumenthal, Berlin’deki Scientology merkezinin faaliyete geçmeden çok daha önce engellenmesi gerektiğini ve tarikatın anayasa dairesi tarafından gözlenmemesinin kabul edilemez olduğunu belirtiyor: “Benim düşünceme göre Berlin’de bundan böyle bir düşünce değişimi sürecine gerilecek. Eğer Scientology’nin faaliyetlerinin anayasa dairesi tarafından gözlenmesine devam edilseydi, tarikata ait Berlin’de böyle bir merkezin inşa edilmesi önlenmiş olurdu”.


Özürlülere yer yok

Tarikat uzmanı Blumenthal, merkeziyetçi bir yönetimle idare edilen Scientology’nin, kendisini bir kilise olarak tanımladığını ancak örneğin cemaatinin içinde özürlülere yer verilmediğini söylüyor. Blumenthal’e göre, tarikat üyelerinden Holywood yıldızları Tom Cruise ya da John Travolta gibi ünlülerin, Scientology’nin masum bir yapısı olduğunu kanıtlamaya yeterli gelmiyor.

Tarikatın ulusal düzeyde takip edilmesini isteyenlerden biri de Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanı Günter Beckstein, Scientology’i bir kiliseden çok bir şirkete benzetiyor. Beckstein, iktidarın, siyasi baskının ve paranın söz konusu olduğu “Scientology Şirketi” dediği tarikatın, anayasaya aykırı faaliyetlerde bulunan bir kurum olduğunu savunuyor.


Bilim kurgu yazarı Hubbard kurdu

Peki Scientology nedir ve gerçekte bu kadar tehlikeli bir yapı mı?

Scientology, kurucusu Lafayette Ron Hubbard'ın tanımlamasıyla 'gerçeği aramak' anlamına geliyor. Hubbard, iki yüzü aşkın bilim-kurgu, gerilim, polisiye, macera romanı ve bir çok da makalesi olan bir yazar. Scientology’nin temeli de, Hubbard’ın kaleme aldığı „Exkalibur“ adlı bir makalesine dayanıyor. Scientolojistlere göre Hubbard yarı peygamber, yarı öğretmen, yarı kurtarıcı. Yazdığı her kelime Tanrı kelamı gibi değer görüyor.

1954'te doğan Scientology’nin 159 ülkede 10 milyon üyesi ve 6 bin kilisesi olduğu iddia ediliyor. Tarikatın toplam değeri milyarlarca doları bulan yedi kıtaya yayılmış gayrimenkulleri mevcut. Ancak, ABD’de 1993'ten beri, vergiden muaf tutulan Scientology Kilisesi, üyeleri ya da finans kaynakları hakkında bilgi vermiyor. Karşılaştırmalı dinler uzmanı kimi akademisyenler, Scientology'yi geçtiğimiz yüzyılın en belirgin dinsel hareketleri arasında sayıyor. Scientology köklerini Budizm, Hinduizm ve Hıristiyanlık dahil olmak üzere pek çok dinden alıyor.

Misyon iddiası

Scientolojistler bir misyona sahip olduklarını düşünüyor. Kendilerini, dünyayı ve hatta galaksiyi kurtaracak bir doktrinin ve yeteneklerin tek sahibi olarak görüyorlar. Scientolojistler, bir takım telkin programıyla müritlerinin ruh ve zihinlerini „arındırıyor“, yüksek teknoloji imkanlarından faydalanıyor. Ayrıca mevcut bazı sorunların üstesinden ancak tarikat üyeliği ile gelinebileneceğini savunuyor. Ancak tarikatta üyelik yada öğretilerinden faydalanmanın her aşamasında, kişilerden yüklü miktarlarda para isteniyor.