'Sam Amca' Almanya'dan memnun

Coca Cola, Hewlett-Packard, Philip Morris, McDonald’s... Almanya’daki Amerikan şirketlerinin listesi bir hayli uzun. Satış hasılatı en yüksek 44 şirket yılda 92 milyar Euro’luk ciro yapıyor ve Almanya’da 177 bin kişi istihdam ediyor.

Amerikan Ticaret Odası Başkanı Bernhard Mattes Amerikan şirketlerinin Almanya’daki işlerinden son derece memnun olduğunu ve 2014 yılından da umutlu olduğunu söylüyor. Mattes şöyle diyor: "Amerikan şirketlerinin yüzde 80’i satışını ve personel sayısını arttırdı. Her iki şirketten biri Almanya’daki yatırımını bu yıl arttırmayı planlıyor. Amerikalı yatırımcının iyimserliği, Alman ekonomisinin bir bütün halinde iyi yolda olduğunu gösteriyor."

Şirketler, kestirilebilir dönemle ilgili beklentilerinin olumlu olduğunu belirtirken, işadamlarının yüzde 60’ı önümüzdeki üç illa dört yıllık dönemde Almanya’daki faaliyetlerini arttıracağını söylüyor. Almanya’yı Amerikan şirketleri için cazip kılan faktörlerin başında kalifiye işgücü, tedarik şebekesinin mükemmelliği, araştırma ve geliştirmeye ağırlık verilmesi, altyapısının sağlamlığı ve Almanya’nın satın alma gücü yüksek bir pazar olması geliyor. Yatırım, finansman ve işgücü maliyetiyle Berlin’in ekonomi ve sanayi politikaları ise Amerikan şirketleri tarafından olumlu değerlendirilmiyor. Ticaret Odası Başkanı Mattes de Almanya’nın girişimci için daha pahalı bir ülke olmaması gerektiğini söylüyor.

Sanayi politikasında istikrar şart

Ekonomik çerçeveyi çizen politikacılar kadar işletmecilere de son yılların başarısına güvenip rehavete kapılmamalarını salık veren Amerikan ticaret Odası Başkanı, "İşler ne kadar iyi giderse gitsin, Amerikalı yatırımcı Almanya’dan reform bekliyor. Sanayi politikasında belirlenen rotadan sapılmamalı. Şimdiye kadar izlenen politikalar sayesinde sağlam bir zemin oluşturuldu ama inovasyon ağırlıklı branşlar daha fazla teşvik edilmeli", diyor.

Almanya'nın yatırım yeri olma özelliğine gölge düşüren faktörlerin başında enerji maliyeti geliyor. Ankete katılan şirketlerin yüzde 71’i enerji politikasına kırık not veriyor. Amerikan Dow kimya tröstünün Almanya şubesi genel müdürü ve Ticaret Odası başkan vekili Ralf Brinkmann tek endişelerinin artan enerji maliyeti olmadığını ve önlerini görebilmek de istediklerini belirterek, ekonomi politikalarında güvenirlik beklediklerini şöyle dile getiriyor:

“Enerji fiyatındaki gelişmenin kestirilememesi, Alman sanayi sektörüne yatırım yapmayı planlayan ve başka ülkelerde doğalgaza üçte bir oranında, elektriğe de yarısı kadar para ödeyen Amerikan şirketlerinin gözünü korkutuyor. Almanya’nın yenilenebilir enerjiler yasasıyla AB’nin buna bağlı devlet yardımı ilkelerinin gözden geçirmesi gerekir. Enerji dönüşümü maliyet artışına yol açmamalı.”

Amerikan şirketlerinin Avrupa'daki gözde ülkesi

Amerikan şirketleri açısından yatırıma en elverişli Avrupa ülkeleri arasında Almanya yüzde 29’luk oranıyla ilk sırada geliyor. Onu yüzde 17 ile İngiltere ve yüzde on iki ile Polonya izliyor. Amerikan şirket temsilcilerinin yüzde 76’sı Asya’nın on yıl zarfında en kârlı yatırım yeri olacağını söylüyor.,Avrupa’nın cazibesini kaybetmemesi için ABD ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşmasının en kısa zamanda yürürlüğe girmesi gerektiğini söyleyen Amerikan Ticaret Odası Başkanı Bernhard Mattes, şöyle devam ediyor:

"Amerikan şirketlerinin yüzde 67’si anlaşmanın Atlantik aşırı ekonomik ilişkilere itici güç olacağı görüşünde. ABD ile AB dünyanın en büyük pazarını oluşturuyor. Avrupa’nın ekonomik bakımdan düzelmesi için büyümeyi teşvik edici adımlarlın atılması gerekir. Dünyanın en büyük iki ekonomik bölgesi kapsamlı ortaklık üzerinde anlaşabilirse ortaya küresel normlar çıkar ve yeni uluslar arası standartların yolu açılmış olur."

Amerikan iş çevreleri ticari görüşmelere hükümet zirvesinin el atmasını ve görüşmelerin daha da şeffaflaştırılıp kamuoyunun bilgilendirilmesini istiyor. Ticaret Odası Başkanı Mattes serbest ticaret anlaşmasının başarıya ulaşmasının toplum tarafından benimsenmesine bağlı olduğunu da sözlerine ekliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Sabine Kinkartz / A. Günaltay

Editör: Banu Wöltje