1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Polis göçmenlerin peşinde

Ahmet Günaltay9 Aralık 2013

Almanya’nın nüfusça en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya’nın emniyet teşkilatı, personel açığını göçmen gençlerle kapatmaya çalışıyor.

https://p.dw.com/p/1AVaX
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alman Polis Sendikası eyalet teşkilatı başkanı Erich Rettinghaus alarm zillerinin çoktan çalması gerektiğini ve emniyet teşkilatının önemli eksikleri olduğunu söylüyor. Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde vardiyalı çalışacak, büyük gösterilerin güvenliğini sağlayacak ya da sosyal gerginlik noktalarında görevlendirilmeye uygun personel bulmakta zorlanıldığını belirten sendika temsilcisi mevcut kadroların kısmen her görevi yapabilecek durumda olmadığını ifade ediyor.

Günlük mesaide, ofis işlerinde, suç önlemede ve ekip çalışması gerektiren operasyonlarda eksikleri olduğunu belirten Rettinghaus Doğu Avrupalı çetelerin ev soygunlarıyla başa çıkamadıklarını belirtiyor ve ekliyor: "Bu yıl bin 500 kişilik personel ihtiyacımızı ancak karşılayabildik. Keşke daha fazla başvuran olsa da, aralarından ihtiyacımıza en uygun olanları seçebilsek.”

Hastalık nedeniyle çalışamadığı için rapor alan polislerin sayısı bir hayli yüksek. Ayrıca, eyaletteki polislerin yüzde 40'ı 50 yaşın üzerinde. Eyalet İçişleri Bakanlığı personel sıkıntısını daha fazla polis alarak önlemeye çalışıyor. Bakanlık her yıl bin 500 lise mezununu emniyet kadrosuna kazandırmayı amaçlıyor.

Emniyet teşkilatı genç göçmenleri polis olmaya ikna edebilmek için internet üzerinden rap videoları yayınlayarak bu mesleğin reklamını yapıyor. Ancak Polis Sendikası Eyalet Teşkilatı Başkanı Erich Rettinghaus göçmenler arasından uygun polis adayı bulmanın kolay olmadığını söylüyor.

2012 yılında eyalette bin 757 göçmen ve 6 bin 495 Alman polislik için başvurda bulunmuş. Bin 757 göçmenden sadece 161'i bu mesleğe uygun bulunup işe alınmış.

Eyaletin en büyük kenti olan Köln'de de genç göçmenleri polislik mesleğine ikna edebilmek için kampanya başlatıldı. Emniyet Müdürü Wolfgang Albers yabancı asıllılar arasında başlattıkları kampanyanın başarılı olmasından duydukları memnuniyeti şöyle dile getirdi: “Genç kadın ve erkek göçmenlerin bu mesleğe açık olmaları bizi sevindiriyor. Örneğin göçmen nüfusunun yüksek olduğu Mülheim ilçemizde bölge sakinleriyle iyi diyalog kuran ve Alman polisi olarak kendini kabul ettiren bir memurumuz var. Bu arkadaşımız diğer göçmenlerin de polislik mesleğine merak duymalarına yardımcı oluyor.”

Karşılıklı güven

Polisin aynı zamanda toplumun aynası da olduğunu belirten eyalet polis sendikası başkanı Rettinghaus, çok kültürlü toplum haline gelen Almanya'nın emniyette de kültür zenginliğini yansıtmak durumunda olduğunu hatırlatıyor. Göçmen polislerin çoğunlukla yabancıların yaşadığı bölgelerde daha fazla kabul görmesinin sevindirici olduğunu söyleyen sendika başkanı, öncelikle yabancı gençlerin polise saygısız davranması yüzünden olayların kolayca kontrolden çıkabildiğini sözlerine ekliyor.

Symbolbild Polizei in Uniform
Bakanlık her yıl bin 500 lise mezununu emniyet kadrosuna kazandırmayı amaçlıyorFotoğraf: picture-alliance/dpa

2006 yılından beri Köln Emniyet Müdürlüğü'nün İslam kuruluşlarıyla irtibat temsilciliğini yapan Matthias Ferring, karşılıklı güven ortamı yaratmanın önemine işaret ediyor ve gençlerin doğru yoldan ayrılmasını önleyici projeler geliştirdiklerini şöyle anlatıyor: “Önemli olan karşılıklı güveni sağlamak. İslam dernek ve kuruluşlarının temsilcileriyle düzenli olarak buluşup, zor konuları da konuşabilmemiz için gerekli olan karşılıklı itimat ortamını sürdürmeye çalışıyoruz. Ama aynı zamanda teşkilatımız bünyesinde İslam dini ve aşırı akımlarla ilgili aydınlatıcı çalışmalar da yapıyoruz.”

Köln emniyetinde çalışanlar için başlatılan sosyal faaliyetler sayesinde yerli – göçmen kaynaşması geniş ölçüde sağlanabilmiş. Ancak emniyet yetkilileri, günün birinde başörtüsünün üzerine polis kasketi takmış bir Müslüman polisin sokakta devriye gezebileceğini tasavvur edemiyor.

İsveç'te ise durum son derece farklı. Orada her polis dinine göre başörtüsü, türban ya da takke ile görev yapabiliyor. İngiltere'de Hint asıllı hakim, polis ve askerlerin türban giymesi hiç yadırganmıyor. Almanya'da ise eyalet hükümetlerinin yetkisindeki kılık kıyafet yönetmeliklerinde değişiklik yapılması şimdilik düşünülmüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Ulrike Hummel / Ahmet Günaltay

Editör: Ercan Coşkun