1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

260310 Merkel Türkei

26 Mart 2010

Merkel ile Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliği, Türklere vize serbestisî uygulanması ve Türk göçmenlerin Almanya'ya uyumu konularında farklı görüşlere sahip. Ancak Merkel'in çevresi, ziyaretin dostane geçeceğinden emin.

https://p.dw.com/p/MfCU
Fotoğraf: AP GraphicsBank/DW Fotomontage

Almanya Başbakanı Angela Merkel dört yıllık bir aradan sonra hafta başında Türkiye'yi ziyaret edecek. 29-30 Mart tarihlerinde düzenlenecek ziyaret çerçevesinde Merkel, önce Ankara'ya ardından da İstanbul'a gidecek. İki ülke Başbakanı arasındaki görüşmeler pek kolay geçeceğe benzemiyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin AB üyesi olmasını isterken, Merkel buna karşı. Bunun dışında vize serbestîsi ve Almanya’daki Türklerin uyumu gibi değişik konulardaki görüş ayrılıkları da giderilebilmiş değil. İki lider, pazartesi gününden itibaren tüm bu sorunları konuşup tartışma fırsatını bulacaklar.

Angela Merkel’in yakın çevresi, Almanya Başbakanı ile Tayyip Erdoğan arasında gergin bir havanın hâkim olmadığını teyit ediyor. Tam aksine iki lider de karşılıklı ilişkilerinin dostane olduğunu, farklılar hakkında ise açık bir şekilde konuşulacağını ifade ediyor.

Merkel / Bundestag / Generaldebatte / NO-FLASH
Fotoğraf: AP

Merkel imtiyazlı ortaklıkta ısrar ediyor

En büyük farklılığı şüphesiz Türkiye’nin AB üyeliği gösteriyor. Merkel’in Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi ile Bavyeralı kardeş partisi Hrıstiyan Sosyal Birlik, Federal Alman Meclisi’nde Türkiye’nin üyeliğine karşı olan partiler. Hrıstiyan Demokratlar, geçen sonbahardaki genel seçim programında da bunu açıkça bir kez daha dile getirmişti.

Merkel, yaptığı açıklamada, "Bu konuda, Türkiye için tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklığı öngördüğümüzü söylüyoruz. Kesinlikle daha sıkı komşuluk ve ortaklık politikası taraftarıyız ancak AB’nin de bir sınırı olmalı" ifadelerini kullanmıştı.

Hrıstiyan Birlik partileri ile Liberaller arasında imzalanan koalisyon anlaşmasında da şu cümleler yer alıyor: “2005 yılında üyelik hedefiyle başlatılan müzakereler, sonu açık bir süreçtir.“ Koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti’nin Türk kökenli milletvekili Serkan Tören de bunu doğruluyor ve "Bu geçerli. Hükümet olarak bizim için, koalisyon anlaşmasındaki esaslar kesinlikle geçerlidir. Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de Türkiye'de bunu dile getirdi. Westerwelle, Türkiye ziyaretinde, müzakerelerin devam ettirileceğini ancak sonucun açık olduğunu kesin ve açık bir dille ifade etti" diye konuştu.

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle (solda) ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu (07.01.2010)
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle (solda) ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu (07.01.2010)Fotoğraf: AP

Biyometrik pasaport ve diğer önlemler

Sonuç nasıl görünürse görünsün, o tarihe kadar daha gidilecek çok yol var. Erdoğan, öncelikle kısa vadeli hedefler benimsiyor. Türkiye Başbakanı, AB, bir kaç hafta önce daha fazla sayıda eski Yugoslavya ülkesine vizesiz seyahat hakkı tanıdığında, aynı hakkı Türkiye için de talep etti. Ancak Federal Alman Meclisi, yasadışı seyahatlerin artmasından endişe ediyor ve bu nedenle, öncelikle aralarında biyometrik pasaportun da bulunduğu geniş kapsamlı önlemler alınmasını talep ediyor. Serkan Tören de bunu, "En önemlisinin öncelikle bu teknik sorunların çözülmesi olduğunu düşünüyorum. Merkel de Başbakan olarak bu konuya dikkat çekecek. Türkiye teknik problemleri hallettiği takdirde bunu uygun çözümlerin izleyeceği kanaatindeyim" sözleriyle onaylıyor.

Öte yandan, Almanya’da yaşayan Türklerin topluma uyumuyla ilgili görüşlerde de büyük farklılıklar söz konusu. Erdoğan, Almanya'daki Türkleri, önceden olduğu gibi kendi yurttaşları olarak görüyor. Recep Tayyip Erdoğan, iki yıl önce Köln Stadyumu’nda seslendiği binlerce kişiye, “Asimilasyon, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur“ demişti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan Recep Tayyip ErdoğanFotoğraf: AP

Türkler için okul tartışması

Erdoğan, son Almanya ziyareti sırasında Almanya’da yaşayan Türkler için Türk okulları açılmasını talep etmişti. Tayyip Erdoğan, Merkel’in ziyaretinden birkaç gün önce bir Alman gazetesine verdiği demeçte bu talebini yineledi. Erdoğan, Merkel'in Ankara'da bir Alman okulu ile Almanca eğitim verilen bir Türk okulunu ziyaret etmek istediğini biliyordu. Ankara’daki bu okullarda daha çok Türk öğrencileri okuyor. Almanya Başbakanı, verdiği bir röportajda, “Prensip olarak, Türk kökenli çocuk ve gençlerin Almanya’da Alman okullarına gitmeleri gerektiği“ yönündeki görüşünü açıkça vurguladı.

Bu söz düellolarına rağmen, Merkel’in Başbakanlıktaki çevresi, iki ülke arasındaki ortak görüşlerin, farklılıklardan daha üstün olduğunu ve bunların Merkel’in ziyaretini şekillendireceğini söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Peter Stützle / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay