Mısır iç savaşa sürükleniyor

Mısır Hükümeti, Batılı ülkelerin eleştirilerine kulaklarını tıkıyor ve Müslüman Kardeşler karşısındaki sert tutumunu sürdürmekte kararlı görünüyor. Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, görevlerinin kanun ve nizamı korumak olduğunu ve kalkınma yardımı projelerinin Batılı ülkeler tarafından askıya alınmasının tutumlarını etkilemeyeceğini söyledi. Aralarında Almanya’nın da bulunduğu birçok ülke Mısır ile yürüttüğü kalkınma işbirliği projesini durdurmuştu.

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin temsilcileri Brüksel’de bir araya gelerek Mısır’daki kanlı gelişmelere nasıl tepki gösterileceğini ele alacaklar. AB Konsey ve Komisyon başkanlarının ortak bildirisinde, ‘şiddet ve öldürmelere hiçbir gerekçe ve müsamaha gösterilemeyeceği’ dile getirildi. Birlik yönetiminin bildirisinde, ‘öncelikle Mısır silahlı kuvvetlerine ve ordu tarafından tayin edilen hükümete şiddeti sona erdirme görevinin düştüğü’ hatırlatıldı. Darbeyle görevden alınan Muhammed Mursi zikredilmemekle birlikte, bütün siyasi tutukluların serbest bırakılması talebine de bildiride yer verildi.

Müslüman Kardeşler :’Protestolara devam’

Temmuz ayında askeri darbeyle iktidardan uzaklaştırılan Müslüman Kardeşler bütün tehdit, tutuklama, şiddet ve kan dökmeye rağmen protesto eylemlerine ara verilmeyeceğini ve toplanma yasağının da miting düzenlemelerini engelleyemeyeceğini duyurdu. Polis karakollarıyla idari binalara yapılan saldırılar nedeniyle güvenlik güçlerine resmi binalara zarar verenleri vurma emri verildi. Hafta sonunda aralarında tanınmış din adamlarının da bulunduğu çok sayıda muhalefet mensubu daha tutuklandı.

Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi ile bir telefon görüşmesi yapan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Kahire yönetiminden siyasi çözüm yollarının tıkanmamasını istedi. Westerwelle ‘Bild’ gazetesine verdiği demeçte de, daha başında kaçınılması mümkün olan katliamları ‘trajedi’ olarak nitelendirdi.

Almanya Dışişleri Bakanı Mısır’daki olayları kanla bastırmanın mümkün olmadığını ve siyasi çözüm için tarafların mutlaka birbirleriyle konuşmaları gerektiğini söyledi: “Mısır devlet yönetimi muhalefete olan tutumunu acilen yumuşatıp, gerginliği azaltmaya yönelik adımlar atmalıdır. Diyalog ve tansiyonu düşürmenin alternatifi yoktur. Siyasi süreci yeniden başlatma fırsatı heba edilmemelidir.”

Uluslararası Af Örgütü de orantısız güç kullandığı gerekçesiyle eleştirdiği Mısır güvenlik güçlerinin kaba kuvvet kullananlarla barışçı göstericiler arasında fark gözetmediğinin anlaşıldığını duyurdu.

‘Devlete silah çekenlerle barış olmaz’

Yüzlerce Mursi sempatizanının öldürüldüğü silahlı müdahaleden sonra Kahire’den ılımlı açıklamalar da gelmeye başladı. Başbakan yardımcısı Ziad Baha El Din, olağanüstü halin derhal kaldırılmasını, siyasi iradenin oluşmasına bütün tarafların ortak edilmesini ve insan haklarının teminat altına alınmasını talep etti. Yaklaşık bin kişinin tutuklandığı Kahire’deki cami baskınından sonra Müslüman Kardeşler Teşkilatının yasaklanmasını gündeme getiren Başbakan Hazım El Biblavi ise ‘elini kana bulayıp devlete ve onun kurumlarına silah çekenlerle barış olamayacağı’ şeklindeki sözleriyle Mursi taraftarlarına taviz vermeyeceklerini bir kez daha vurgulamış oldu.

Mısır’ın en önemli döviz kaynaklarından sayılan turizmin sekteye uğraması yerli şirketler kadar tur organizatörlerini de zor durumda bıraktı. Almanya’nın en büyük seyahat şirketlerinden Thomas Cook’un basın sözcüsü Mathias Brandes, Deutsche Welle’ye yaptığı açıklamada, dışişleri bakanlığının güvenlik uyarılarını dikkate almak zorunda olduklarını söyledi: “Tur organizatörleri olarak, dışişleri bakanlığının güvenlik uyarıları doğrultusunda hareket etmek ve sorumluluk almak durumundayız. Bakanlığın çağrısı doğrultusunda artık rezervasyon yapamayız. Mısır’daki turistlerin tahliye edilmesi de bize düşüyor. Ancak rezervasyon tarihi dolana kadar Mısır’da kalmak isteyen turistler için böyle bir mecburiyet söz konusu değil.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay (DW, rtr)

Editör: Nihat Halıcı