1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hükümet-Anayasa Mahkemesi gerginliği büyüyor

14 Nisan 2014

Türkiye’de 30 Mart yerel seçimleri sonrası hükümet-Anayasa Mahkemesi gerilimi gündemin ilk sırasına oturdu.

https://p.dw.com/p/1BhUq
Haşim Kılıç
Fotoğraf: Adem Altan/AFP/Getty Images

Ankara'da gözler, yerel seçim sonuçlarından, sosyal medyayla ilgili yasakların geleceğine kadar uzanan geniş bir yelpazede Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararlara çevrildi.

Anayasa Mahkemesi-hükümet geriliminin en üst noktada seyrettiğinin ilk göstergesi sadece Türkiye’de değil, dünyada da büyük tartışma yaratan Twitter yasağı oldu. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından erişim engeli konulan Twitter, Anayasa Mahkemesi'nin yasağın 'hak ihlali' olduğu yönündeki kararının ardından yeniden erişime açılmıştı. Söz konusu karar, hükümet ile mahkeme arasındaki gerginliğin fitilini ateşledi.

Başbakan Erdoğan, mahkeme kararına “Milli değil, saygı duymuyorum” derken, mahkeme başkanı Haşim Kılıç’ın “Kararın milliyeti, dini olmaz” çıkışı, hükümet-Anayasa Mahkemesi geriliminin daha da tırmanacağının habercisi oldu.

Anayasa Mahkemesi’nin “Twitter’a özgürlük” kararının ardından, benzer bir kararı YouTube için de verip vermeyeceği merakla bekleniyor. Hükümetin kapattığı YouTube’un açılması için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapan YouTube’un, mahkemeden ‘özgürlük kararı’ çıkacağı yönünde büyük bir beklentisi var.

Hükümet-Anayasa Mahkemesi kavgası, mahkemenin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası’nda yapılan değişiklikle Adalet Bakanı’na verdiği olağanüstü yetkileri iptal etmesiyle daha da büyüdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son günlerde “Cüppenizi çıkartın, siyaset yapın” sözleriyle hedef aldığı Anayasa Mahkemesi’nin, Türkiye gündemini bir anda değiştirecek başka dosyalar konusunda ne yapacağı büyük merak konusu oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri etkili mi?

Peki, hükümet-Anayasa Mahkemesi geriliminin kaynağı ne? Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında hukuksal açıdan bir sorun var mı? Prof. Mithat Sancar, mahkemenin Twitter ve HSYK kararlarında hiçbir hukuksal sorun olmadığını belirtirken, Başbakan Erdoğan’ın bu kararlara neden çok sert tepki verdiğini şöyle özetliyor:

“Başbakan Erdoğan, cemaat kaynaklı hükümeti yıpratma planının bu kez de Anayasa Mahkemesi üzerinden yürütüldüğünü düşünüyor ve mahkemeyi hedef alıyor. Çok sert eleştiriyor, çünkü cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de, hükümetin hiçbir uygulamasının eleştirilmesini istemiyor. Ancak, özellikle Twitter kararındaki tepkisi, çok tehlikeli hareket ettiğini de gösteriyor. Önümüzdeki süreçte, mahkemenin vereceği kararlarla neyin içinde olduğunu ya da olmadığını daha net göreceğiz. Mevcut kararlar, Erdoğan’ın içine düştüğü ‘beni kuşatıyorlar’ şüphesinin yanlış olduğunu gösteriyor.”

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, Anayasa Mahkemesi'nin Başbakan'ın tepkisi çeken kararlarının tamamen evrensel hukuk ilkelerine uygun olduğunu belirtirken, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde en üst yargı organına sert çıkmasının ‘bütün mahkeme kararlarını komplo olarak gördüğünü’ de ortaya çıkardığını söyledi. Feyzioğlu, “Başbakan'ın acilen kafasındaki hukuk karmaşasını gidermesi gerekiyor. Kendi hukuk bilgisi yetmiyorsa, bir an önce onun güvendiği hukuk adamları devreye girmelidir. Yoksa toplumdaki kaos daha da büyüyecektir” diye konuştu.

En kritik dosyalar

Ankara'da yerel seçimlere şaibe karıştığını öne süren CHP’nin belediye başkan adayı Mansur Yavaş’ın bu hafta içinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurması bekleniyor. Mahkemeye bireysel başvuru yapacak Yavaş, mahkemenin seçimlerdeki hileyi tescillemesini istiyor. Hükümetin, “Anayasa Mahkemesi böyle bir başvuruyu kabul edemez” dediği başvuruyu eğer Anayasa Mahkemesi kabul ederse, seçim sonuçlarını değiştirebilecek gelişmeler yaşanabilir. Mahkeme, eğer Ankara’da seçimlere hile karıştığını ve böylece hak ihlalinde bulunduğunu kararlaştırırsa, Yüksek Seçim Kurulu’nun Ankara’ya ilişkin sonuçla ilgili yeni karar vermesi ve gerekirse Ankara’da seçimleri yenilemesi söz konusu olabilecek. Ankara’da seçimleri yüzde 44.9 oranla AKP, yüzde 43.8 oranla CHP kazanmıştı.

Ana muhalefet partisi CHP, hükümetle-cemaati karşı karşıya getiren ve dershanelerin kapanmasını öngören düzenlemenin yanı sıra kamuoyunda internet yasası olarak bilinen ve “internet yasağına hayır” sloganıyla protesto edilen düzenlemenin de iptali için Anayasa Mahkemesi’nin kapısını çalacak. CHP, mecliste görüşmeleri süren ve MİT’e dokunulmazlık öngören MİT yasa teklifinin yasalaşması durumunda da, Anayasa Mahkemesi’nden yasanın iptalini isteyecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Hilal Köylü / Ankara

Editör: Başak Özay