1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

280809 Aldi USA

30 Ağustos 2009

Lükse ve özel hizmetlere alışkın Amerikalılar için Almanların ünlü Aldi ucuzluk marketlerinden alışveriş yapmak tam bir macera. Zira burada, alışkın oldukları süpermarket konseptinden başka bir tablo ile karşılıyorlar.

https://p.dw.com/p/JKkf
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Almanya'nın en ünlü ucuzluk marketlerinden biri olan Aldi'nin tarihçesi 1913 yılında Almanya'nın Essen kentinde kurulan küçük bir bakkal dükkânına dayanıyor. Adı "Albrecht Discount" yani kurucusu Albrecht ailesinin soyadı ve indirim kelimelerinin kısaltmasından oluşan Aldi, zamanla Avrupa'nın büyük bir bölümünde şubeleri bulunan dev bir marketler zincirine dönüştü. Aldi, son yıllarda Avrupa kıtasını aşarak Amerika Birleşik Devletleri'nde de birçok şube açtı.

Anlayış farklı

Ancak Aldi, Amerikalıların alıştıkları süpermarket anlayışından biraz farklı bir anlayışa sahip. Aldi'nin politikası, ürünleri minimum fiyata satabilmek için giderlerde maksimum kısıntıya gitmek. Ya da tersten ifade etmek gerekirse: "Maksimum ucuzluk için minimum hizmet" felsefesi ön planda. Bu nedenle Aldi şubeleri genelde küçük dükkânlardan oluşuyor. Ayrıca çok az kişi çalıştığı için, Amerikalıların alışkın olduğu bazı hizmetler de sunulmuyor.

"Ama bunların hepsi birbirine zincirli"

Rosetta Store, Arlington Virginia'da bulunan Aldi'nin park yerinde duran alışveriş arabalarıyla boğuşuyor. Normalde çekince bu arabalardan birinin gelmesi gerek. Ama bunların hepsi birbirine zincirli… Store umutsuzca çevresine bakınıyor ve "Bunların nasıl kullanıldığını bilmiyorum." diyor.

Aldi'de alışveriş arabalarını toplayan bir görevli yok. Bu nedenle alışveriş arabalarının üzerinde çeyrek dolar koyarak açabileceğiniz bir kilit var. Madenî çeyrek dolarınızı bu kilide yerleştirdiğinizde, arabanızın zinciri özgür kalıyor. Store, elinde tuttuğu çeyrekliğe bakıp "Buraya mı koyacağım?" diye soruyor ve ekliyor. "İlk defa bugün buraya geliyorum".

Wal Markt'tan bile daha ucuz

Rosetta Store, başlangıçtaki bu "minik krizi" atlattıktan sonra artık alışverişe hazır. Özellikle alışveriş sonrasında arabayı yerine geri götürdüğünde parasını geri alacağını öğrenince, bu yeni durumdan çok da rahatsız olmuş görünmüyor.

Üç çocuk annesi olan ve çocuklarını tek başına yetiştiren Store'a bir arkadaşı buradaki bazı ürünlerin Amerika'nın ucuzluk marketi Wal Markt'tan bile daha ucuz olduğunu söylemiş. Store'da bunun üzerine soluğu burada alığını ve buradan alışveriş yapmayı bir denemeya karar verdiğini belirtiyor.

Kendin pişir kendin ye konsepti

Bir sonraki macera alışveriş torbası konusunda yaşanıyor. Kasiyer gülerek 'Kendi torbanızı yanınızda getirmelisiniz' diyor. Burada alışıldığı üzere kasada durup aldıklarınızı gülümseyerek kese kâğıtlarına dolduran görevliler yok. Yanınızda kendi torbanızı getirmediyseniz, buradan alacağınız torbalar da ücrete tabi. Bir diğer seçenek de ürünlerin içlerinde geldiği küçük kolileri ya da paketleri ücretsiz olarak alıp, taşımak için bunları kullanmak.

Rosetta Store'a başlangıçta bu 'kendin pişir kendin ye' konsepti biraz yabancı gelse de fiyatları göz önünde bulundurunca, yaptığı alışverişten gayet memnun olduğunu belirtiyor.

Amerikalı birçok Aldi müşterisi, Aldi'nin kapısından içeri girdikleri ilk andan itibaren büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Zira içeride alışık oldukları üzere binlerce farklı ürün yok. Alıştıkları ve tanıdıkları markaları da burada bulmak mümkün değil. Aldi müşterilerine yaklaşık 1400 üründen oluşan bir ürün yelpazesi sunuyor. Ancak diğer yandan her şubede düzenli olarak 'şok indirim' aksiyonları düzenleniyor. Örneğin Virginia'daki bu şubede bu ay yaşlıların hayatını kolaylaştıran tekerlekli yürüteçler 79 dolara satılıyor.

Aldi çalışanlarına sağlık sigortası

Aldi sadece müşterilerine ucuz ürünler sunmakla kalmıyor, haftada en az 20 saat çalışan Aldi çalışanlarına da sağlık sigortası yapmayı ihmal etmiyor. Bu da çalışanların Aldi'yi tercih etmelerinin başlıca nedenlerinden biri. Zira Amerika Birleşik Devletleri'ndeki birçok market zinciri çalışanı için bu durum büyük bir lüks konumunda.

Aldi her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri için “yeni” olsa da, aslında köklü ve değişmeyen bir geleneğe dayanıyor. Öyle ki bir kez Aldi’den alışveriş yapmaya alışmış bir müşteri, hangi şubeye giderse gitsin, aradığı tüm ürünleri kolayca buluyor. Zira ürünlerin sıralanış tarzından, marketlerin minimalliğine kadar tüm Aldi marketlerinin içi neredeyse birbirinin aynı.

Aldi şu an için Amerikan süpermarketleri arasında 25'inci sırada yer alsa da, her geçen gün müşterilerine yenilerini ekliyor. Bu yıl Amerika'da bininci şubesini açan Aldi'nin kasasından her gün daha fazla ürün geçiyor. Hatta artık, tüketim konusundaki şımarıklığıyla bilinen New York'ta bile Aldi şubesine rastlamak mümkün.

Ralph Sina / Çeviren: Banu Ertek

Editör: Murat Çelikkafa