1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İtalya’da halk siyasetten soğudu

Alexandra Barone9 Nisan 2008

İtalya’da 13 ve 14 Nisan tarihlerinde erken seçim için sandık başına çağrılan seçmen, kampanyaya ilgi göstermiyor. Seçmenin ilgisizliğinde yolsuzluk ve sisteme güvensizlik etkili oluyor.

https://p.dw.com/p/DemK
Romano Prodi hükümetinin bu yılın Ocak ayında istifa etmesinden sonra erken seçim kararlaştırılmıştı
Romano Prodi hükümetinin bu yılın Ocak ayında istifa etmesinden sonra erken seçim kararlaştırılmıştıFotoğraf: AP

Romano Prodi hükümetinin bu yılın Ocak ayında istifa etmesinden sonra erken seçim kararlaştırılmıştı. İtalyan seçmen 13 ve 14 Nisan tarihlerinde yeniden sandığa gidecek. Bu seçimde yeni senatörler de belli olacak. Genel seçim kampanyası başlayalı çok oldu ama seçmen politikacıların nutuklarına pek ilgi göstermiyor. Kararsızların oranı %30’u buluyor. Napoli’deki çöp skandalı yüzünden politikacılara güveni daha da sarsılan çoğu seçmenin oy kullanmayacağı tahmin ediliyor.

Geniş bir yelpazeye yayılan siyasi partilerin seçim kampanyaları bütün hızıyla sürüyor. Eski Roma Belediye Başkanı Walter Veltroni mafya ile mücadeleyi birinci program maddesi yapmış. Silvio Berlusconi İtalyan Havayolları Allitalia’nın Frransızlara satılmasını önleyeceğini söylüyor. Muayenehanesine politikacı ve seçmenlerin girip çıktığı psikolog milletvekili Piero Rocchini İtalyanlar’ın bu kez son derece mütereddit olduğunu müşahede etmiş: “Tereddüt içindeki İtalyanlar’ın %30’u partiler arasında kararsız olanlar değil. Onlar, seçimin değişiklik getirip getirmeyeceğinden emin olamayanlar. Seçim yasalarımız yüzünden seçmen doğrudan bir adaya oy veremiyor, hali hazırdaki ayrıcalıklı gruplar, yani kastlar arasında tercih yapmak zorunda kalıyor.”

Silvio Berlusconi İtalyan Havayolları Allitalia’nın Frransızlara satılmasını önleyeceğini söylüyor
Silvio Berlusconi İtalyan Havayolları Allitalia’nın Frransızlara satılmasını önleyeceğini söylüyorFotoğraf: AP


Halk seçimlerden neden bıktı?

İtalyan seçim yasası tercih edilen adayın doğrudan seçilmesine imkan tanımıyor. Seçimden birinci çıkan siyasi parti her halükarda 640 milletvekilliğinden 340’ını kazanmış sayılıyor. 315 üyeli Senato için yapılan bölgesel seçimlerde de aynı kural geçerli oluyor. Siyasi partiler sonradan aday listesi hazırlıyor. İtalyanların seçim bıkkınlığının tek nedeni seçim yasası reformunun ihmal edilmiş olması değil. Seçim programlarında hiçbir yenilik bulunmadığını ve seçmenin programa ortak edilmediğini belirten milletvekili Rocchini’ye, merkez-sol Demokrat Parti Senatörü Nicola La Torre’den itiraz geliyor: “Politikacıların tutumunu değiştirmek ve seçmene gerçek bir yenilik sunmak istiyoruz. Partimizin programı açık. Farklı çıkar gruplarını incitmeme derdimiz yok. Tek parti halinde hükümeti temsil ederek seçim vaatlerimizi yerine getirebilecek konumdayız.”

Çoğu İtalyan seçmen böyle bir çözüme hasret. Siyasi gerçekler ise çok farklı. Senatörlüğe adaylığını koyan Piergiorgio Benvenuti, birbirini karşılıklı kayıran grupların borusunun öttüğünü ve bunun da dürüst politikacıyı şaibe altında bıraktığını söylüyor: “Kastların en kötüsü, politikacıların sevgilisi olan parti genel sekreterleri. İşinin ehli olmayan bu kişiler gerçek politikacıların adını kötüye çıkarıyor. Gerçek politikacı, televizyonlarda, açık oturumlarda değil siyasette tecrübe kazanmalı. Gerçek politikacı mesleğe tabanda, yani belediye, vilayet ve idari bölge düzeyinde başlamalı ki iyi politikacı olabilsin.”

”Siyasiler ithamları kulak ardı ediyor”

Roma'nın eski Belediye Başkanı Walter Veltroni
Roma'nın eski Belediye Başkanı Walter VeltroniFotoğraf: AP

Çoğu siyasi partinin aday listesinde mafya ile işbirliği yaptığı bilinen isimler de var. Milletvekili Rocchini’ye göre siyasi partiler bu gibi ithamları kulak ardı ediyor: “Politikacı seçilmemekten korksaydı bu gibi adaylar çıkarmazdı. Bu kişiler kimseyi karıştırmadan seçmeni etkileyebileceğinden emin görünür. Siyasi şova seçmeni ortak eder. Tıpkı Romalılar devrindeki ‘ekmek ve sirk gösterisi’ gibi. Ama Roma İmparatorluğunun ihtişamı olmadan.”

Ancak siyasilerin herşeyi sineye çekmedikleri, seçmenin oy pusulasındaki doğru haneyi işaretleyip işaretlemediğinin mafya tarafından kontrol edilmesini önlemek amacıyla oy kabinlerindeki cep telefonu yasağından da anlaşılıyor.