1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye sözünü tutacak mı?

Sonila Sand4 Nisan 2012

Suriye yönetimi, Birleşmiş Milletler ile Arap Birliği'nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan’ın çözüm için sunduğu plana onay vermişti. Peki, Suriye yönetimi ateşkes sözünü tutacak mı?

https://p.dw.com/p/14Xo4
Fotoğraf: Reuters

Suriye halkı ve uluslararası toplum son bir yılda yeterince hayal kırıklığı yaşadı. Esad bu süre içinde verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmedi ve sadece zaman kazanmaya çalıştı. Ancak şimdi Suriye yönetiminin yükümlülüklerini artıran bir fark var. Zira Esad rejimi ilk kez ülkedeki şiddetin sona erdirilmesi konusunda belli bir tarih üzerinde uzlaşmaya yanaştı. 10 Nisan tarihinde Suriye ordusuna ait birliklerin ve ağır silahların kentlerden çekilmesi öngörülüyor. Bu adımı muhalif grupların da izlemesi bekleniyor. 12 Nisan tarihinden itibaren ise Suriye’de silahların tamamen susması planlanıyor.

Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler'in müşterek temsilcisi Kofi Annan’ın talepleri bu yönde. Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Beşar Caferi, üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi: “Hükümetimiz Kofi Annan’ın misyonuna karşı sorumluluk duyuyor. Onun başarılı olması için elimizden geleni yapıyoruz. Onun planı ancak tüm kesimler buna dâhil olduğunda başarılı olur. Biz ne gerekirse yapıyoruz ve Kofi Annan’ın diğer tarafı da bu plana bağlı kalmaya ikna ettiğini düşünüyoruz. Ayrıca, isyancıları kışkırtan, onlara malî destekte bulunanları ve silahlandıranları da… Ancak bu şekilde şiddet sona erdirilebilir.”

Rusya'nın tavrı önemli

Suriye'nin Annan Planı’nı gönüllü kabul ettiği söylenemez. Rusya’nın bu konudaki tutum değişikliğinin de Suriye yönetiminin tavrında etkili olduğu düşünülüyor. Tıpkı Çin gibi Rusya da hem Suriye yönetiminden hem de isyancılardan ateşkes talebinde bulunmuştu. Ancak Batılı ülkeler ve Arap ülkeleri açısından Suriye yönetimi ile isyancıları aynı kefeye koymak dengeli bir tutum değil. İlk adımı Esad rejiminden bekleyen Moskova yönetimi, aynısını isyancılardan da istiyor. Öte yandan muhalefet ile Batılı ve Arap diplomatların kuşkuları da devam ediyor. Zira Suriye'de her iki kesim de şiddetten vazgeçmiş değil. Olanlar çok uzun zaman önce kontrolden çıktı, bunun sorumlusunun rejim sahipleri olduğu düşünülüyor, çünkü ülkeye yabancı gazetecilerin girmesine izin verilmedi, yabancı gözlemciler ülkeye sokulmadı. Ancak sadece devletin değil, muhalif grupların da bilhassa yurtdışından propaganda yaptığı bir gerçek.

Geri dönüşü yok

Suriye Ulusal Konseyi ile sürgündeki muhalifler ise 10 Nisan tarihine karşı çekimser bir tutum içinde. Annan Planı’nın gerçekten başarıya ulaşıp ulaşmayacağı konusunda bir öngörüde bulunmak oldukça zor. Suriye Ulusal Konseyi üyesi Louay Safi şöyle konuşuyor: "Artık geri dönüşü yok. Suriye’nin bir değişime ihtiyacı var. Umarım yönetim de bu gerçeği görür. Adeta koltuğa yapıştılar, ama onca kurbana rağmen devrim sürüyor ve rejim çökecek."

Kofi Annan / Syrien / Damaskus
Kofi AnnanFotoğraf: Reuters

Suriye’deki dramın sonlandırılması konusundaki çabaları büyük saygı gören Kofi Annan, zorlu misyonu başarıyla sürdürüyor. Suriye’ye gelecek günlerde bir Birleşmiş Milletler ekibinin gönderilmesi bekleniyor. Ekip, gözlemcilerin çalışma koşullarını denetleyip, ateşkesin yürürlüğe konup konmadığını kontrol etmekle görevli olacak. Çözümsüz gibi krizleri çözmedeki başarısını Kenya’da ortaya koyan Annan, tüm kötümserleri haksız çıkaran sürprizleri ile biliniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Ulrich Leidholdt / Çeviren: Başak Özay

Editör: Ercan Coşkun