1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tek devlet çözüm mü?

7 Mart 2012

Filistin'in bağımsız devlet olarak BM üyeliği başvurusunun üzerinden altı ay geçmesine rağmen hâlâ somut bir ilerleme kaydedilmiş değil. Konu Harvard Üniversitesi'ndeki bir konferansta masaya yatırıldı.

https://p.dw.com/p/14GF6
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Aralarında İsrailli “revizyonist” tarihçi İlan Pappé, “İsrail Lobisi” adlı kitabın eş yazarlarından Amerikalı profesör Stephen Walt ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) müzakere grubunun eski sözcülerinden Diana Buttu'nun da bulunduğu yirmiyi aşkın konuşmacı, iki gün süren konferans boyunca tek devletli çözümün avantajları ve dezavantajları ile böyle bir çözümün önündeki olası engelleri tartıştı.

Harvard'a bağlı Kennedy School of Government'da okuyan yüksek lisans öğrencileri tarafından organize edilen ve Harvard yönetiminin sadece küçük miktarda mali yardım aktardığı konferansa katılan Amerikalı, İsrailli ve Arap konuşmacılar, “Tek devletli çözümü savunanların dayandığı zemin nedir? Bunun yaratacağı hukuki ve ahlâki sonuçlar ne olabilir? Filistinliler ve İsrailliler, kendi kültürleri ve kimliklerini koruyarak demokratik tek bir devlet çatısı altında yaşayabilirler mi?”sorularına yanıt aradı.

İsrailli tarihçiye ilgi büyüktü

Yaklaşık 300 kişinin katıldığı izlediği konferansın en ilgi çeken konuşmacılarından birisi, Exeter Üniversitesi'nde Avrupa Filistin Çalışmaları Merkezi Başkanlığı'nı da yürüten İsrailli ünlü tarihçi İlan Pappé oldu. İsrail-Filistin anlaşmazlığına tek devletli çözümün başta gelen savunucularından olan Pappé, soruna iki devletli çözümün 1990'ların başından bu yana en çok konuşulan ve destek gören kavram olduğuna dikkat çekti.

Universität Harvard
Harvard ÜniversitesiFotoğraf: AP

Ancak bunun, soruna kalıcı bir çözüm bulmaktan çok “işgal edenle” “işgal edileni” birbirinden ayıran bir düzenleme haline geldiğini ve İsrail'in bir yandan işgale devam etmesini sağlarken, diğer yandan 'Barış Süreci'ne katılıyormuş gibi gösterdiğini savunan Pappé, “İsrail'de iki devletli çözüm kılıfı altında yeni yerleşim birimleri kuruldu, Filistinlilerin uğradığı taciz ve baskı daha da derinleşti. İsrail, Filistin'de iki büyük hapisane kurdu, biri Gazze'deki açık hava hapisanesi, diğeri de Batı Şeria'daki Azami Güvenlik Hapisanesi. Birincisini beğenmeyenlere ikincisine gidin denildi” diye konuştu.

Prof. Pappé, Filistin sorununun çözümüyle ilgili sözlüğe artık yeni bir sözcük ekleme zamanının geldiğini de belirtti ve "Barış sürecinin yerini, 'sömürge olmaktan kurtulmak' ifadesi almalıdır; zira bu yapılmadan işgal edenle işgal edilen arasında barış kurulamaz”dedi.

Neden tek devletli çözüm?

Tek devletli çözümü savunan diğer bazı konuşmacılar da, uluslararası camianın Filistin topraklarının Araplar'la Yahudiler arasında bölünmesi gerektiğini farzetmelerine rağmen, bu toprakların hâlâ iki tarafı tatmin eder biçimde paylaşılamadığını, İsrail'in sürekli olarak kurduğu yerleşim birimleriyle yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulmasını imkânsız hâle getirdiğini ve Filistinlilerin İsraillilere tanınan temel hak ve özgürlüklerden yoksun olarak yaşadıklarını hatırlattı.

İşgal altında yaşayan Filistinlilerin zaten “de facto” (fiilen) İsrail'in kontrolü altında olduğuna ve onlarla tek bir birim halinde hareket ettiğine işaret eden Prof. Diana Buttu da, tek devletli çözüm ile FilistinlilerinYahudi vatandaşlarla aynı haklara sahip olacakları ve insanca muamele görecekleri bir devlet çatısı altında yaşayabileceklerine işaret etti.

Sorunun önündeki engeller

Tek devlet çözümünün önünde duran engellere değinen konuşmacılar ise bunun başında İsraillilerin büyük çoğunluğunun bunu "İsrail devletinin yokedilmesi” şeklinde algılamasının geldiğini, ama bunun doğru olmadığını belirttiler. Smith College ve Simmons College'de sosyoloji profesörlüğü yapmış olan Elaine Hagopian da, tek devlet çözümünün uygulamaya geçmesi halinde İsrail'in nükleer savaş başlıkları ile sınırlı olan su kaynaklarını Filistinliler ile nasıl paylaşacağı konusunun sorun yaratabileceğine dikkat çekti. Bunun İsrail'in göçmen politikasını da etkileyeceğini kaydeden Hagopian, İsrail'in ülkeye daha fazla Yahudi ya da Arap göçmenin gelmesine izin verip vermeyeceği ve evlerinden edilen Filistinli göçmenlere geri dönüş hakkı tanıyıp tanımayacağı konusunda zorluklar çıkabileceğini belirtti.

Boston Üniversitesi hukuk profesörlerinden Susan Akram, İsrail'in, Yahudilere özel ve ayrılıkçı haklar zemininde bir devlet olma iddiasının uluslararası hukukta tanınmadığını savunurken, İsrailli hukukçu İtamar Mann, tek devletli çözüm önerisinin, özellikle Batı Şeria'daki yerleşim birimlerini terketmek istemeyen Yahudilere cazip geldiğini ve bu olasılık hakkında ciddi biçimde düşündüklerini söyledi.

Stephen M. Walt
Stephen WaltFotoğraf: presse

'Tek devlet işlemez'

Harvard Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Steven Walt ise tek devletli çözüm önerisinin, Filistin-İsrail gibi nesiller süren acı bir çatışma içinde olan iki-uluslu yerlerde işlemediğini gösteren kanıtlar ve Siyonistlerin bağımsız Yahudi devleti kurma hayalinden vazgeçmeye karşı olmaları nedeniyle pratikte mümkün olmadığını vurguladı ve iki halk için iki devlet fikrinden hala ayrılmadığını kaydetti.

Yahudi dernekleri protesto etti

Konferans, “Tek Devletli Çözüm” önerisinin İsrail devletinin imhası anlamına geldiğine inanan ABD'deki bazı Yahudi derneklerinin yoğun tepkisini çekti. Kısa adı ADL olan Karalamaya Karşı Birlik Derneği ile Cumhuriyetçi senatör Scott Brown, Harvard Kennedy School of Government'tan konferansın iptalini talep etti. Konferans sırasında 50 Yahudi eylemcinin de kampüs binası dışında sloganlar attıkları ve pankartlar taşıdıkları görüldü.

Kennedy School'un dekanı David T. Ellwood ise, ADL'e gönderdiği yanıtta, "Bizler bölgede barış tesisi için özel olarak hiçbir siyasi çözüm konusunda tavır almıyor ve bazılarının İsrail-Yahudi Devleti'ni ortadan kaldıracağını iddia ettiği hiçbir politikayı desteklemiyoruz”dedi.

© Deutsche Welle Türkçe

Sema Emiroğlu / New York

Editör: Hülya Topçu