1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

‘Batı, güvenli bölgelere artık sıcak bakıyor’

29 Ekim 2014

Berlin’de düzenlenen ‘Suriyeli Mülteciler Konferansı’na katılan Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, Batı’nın artık Suriye’de oluşturulacak güvenli bölgelere sıcak baktığını söyledi.

https://p.dw.com/p/1De5i
Fotoğraf: AFP/Getty Images/Tobias Schwarz

DW: Sayın Koru, Türkiye'nin mülteciler konusunda Avrupa'dan beklentileri neydi ve söz konusu konferansta Türkiye, bu beklentilere bir karşılık bulabildi mi?

Koru: Aslında bu konferans bizim beklentilerimiz doğrultusunda düzenlenmiş bir konferans değil. Bizim ayrıca Suriye'ye komşu ülkeler ile ilgili ayrı bir toplantılar sürecimiz var. Ürdün, Türkiye, Lübnan ve Mısır olarak belirli aralıklarla bir araya geliyoruz ve Suriye krizini görüşüyoruz. Tabiatıyla Batılı ülkeler de Suriye'deki gelişmeleri ve mültecileri yakından takip ediyorlar. Almanya zaten uzun zamandır bu yönde bir toplantı düzenlemeyi istiyordu. Zira mesele sadece mülteci sorunu değildir, bu çerçevede dünyayı tehdit eden bir terör sorunu da mevcut. Dolayısıyla bu durum da mültecilerle birlikte konferansta masaya yatırılan konular arasındaydı.

DW: Konferansta en fazla Suriyeli mültecinin bulunduğu üç ülke zikredildi: Türkiye, Lübnan ve Ürdün. Lübnan ve Ürdün bu konudaki sıkıntılarını ve taleplerini dile getirdiler. Türkiye'nin şikâyetleri ya da talepleri var mı?

Koru: Lübnan ile birlikte Türkiye mülteciler konusunda başı çekiyor. Şu an itibariyle Türkiye'de1,6 Milyon Suriyeli göçmen bulunuyor. Bunların iki yüz bini Türkiye'de bulunan 22 kampa yerleştirilmiş durumda, ama diğerleri yani 1,4 Milyon Suriyeli de Türkiye'nin çeşitli yörelerine dağılmış durumda. Ve biz, bu göçmenlere eğitim, sağlık, barınma gibi her türlü altyapı imkânı sağlıyoruz. Ayrıca Türkiye'nin mültecilerle ilgili doğrudan bir yardım talebi de olmamıştır.

DW: Yani Türkiye'nin konferansta herhangi bir somut önerisi ya da beklentisi olmadı mı?

Koru: Elbette oldu. Bizim somut beklentimiz, sadece komşu ülkelerdeki mültecilere yardım yapılması değil, Suriye'nin içinde olan ve ülkeyi terk etmemiş Suriyelilere de yardım yapılmasıdır. Aslında biz bunu da sınır kapılarımızda zaten organize ediyoruz. Dolayısıyla şöyle diyebiliriz; konferansta hem çevre ülkelere yerleşmiş olan, hem de Suriye'de bulunan Suriyelilere yardım yapılmasını konusunda uluslar arası kamuoyuna seslenme fırsatı bulduk.

DW: Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier Suriyeli mültecileri kabul eden ülkelere önümüzdeki 3 yıl içinde 500 milyon Euro yardım yapılacağını taahhüt etti. Türkiye de bu yardımlardan istifade edecek mi?

Koru: Kuşkusuz. Zaten bazı Batılı ülkeler hâlihazırda Suriyeli mültecilere yardımda bulunuyorlar. Ama bu yardımlar ikili düzeyde değil, daha çok Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği üzerinden yapılıyor. Almanya da daha ziyade bu kanalı tercih ediyor. Ama ikili düzeyde yardımlara yönelik talepler de mevcut. Bizim temennimize gelince, ekonomik olarak daha iyi konumda olan Batılı ülkelerin Suriye krizine daha fazla ilgi duymalarını ve maddi olarak Suriyeli mültecileri daha fazla desteklemelerini istiyoruz.

DW: Peki, konferansta Lübnan ve Ürdün'ün dile getirdiği mülteci akının durdurmaya yönelik Suriye'de güvenli bölgeler oluşturulması teklifine Türkiye nasıl yaklaşıyor?

Koru: Bu öneriyi dünya kamuoyuna ilk taşıyan ülke Türkiye'dir ve söz konusu öneriyi çeşitli platformlarda sürekli dile getiriyoruz. İlgili konferansta ise Fransız Dışişleri Bakanı bu tezi desteklediğini söyledi. Önümüzdeki dönemde inşallah bu konuda düşünen ülkelerin sayısı artar ve biz, Suriyelileri kendi ülkelerinde ağırlarız, onlara insani yardımları kendi ülkelerinde ulaştırırız. Tabii güvenli bölgelerin oluşturulması uçuşa yasak bölgelerin oluşturulmasıyla paralel gitmek zorundadır. Dolayısıyla her ikisinin birden uygulanması lazım. Biz baştan beri bunu savunuyoruz ve bu destekleyen ülkelerin artmasından da memnuniyet duyuyoruz.”


© Deutsche Welle Türkçe

Özlem Çoşkun