1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Zararı sınırlama çabası

17 Aralık 2013

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üç yıl sonra ilk kez bir Avrupa Birliği zirvesinde yer alacak. Türkiye, dış politikada içinde bulunduğu izolasyonu kırmaya çalışıyor.

https://p.dw.com/p/1Aaz4
Fotoğraf: imago/Xinhua

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu son zamanlarda sık sık ülkesinin komşularına ziyaretlerde bulunuyor. Sünni çoğunluğa sahip bölgesel bir güç olan Türkiye ile son yıllarda iyi ilişkiler içinde olmayan, Şii yönetimi altındaki Irak'ın başbakanı Nuri El Maliki Ankara'ya davet edildi. Şii bölgesel güç İran'ın cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin de yakın zaman içinde Türkiye'nin başkentine gelmesi bekleniyor.

Doğu komşusu Ermenistan'a aralık ayı başında yaptığı bir ziyarette Davutoğlu ilk kez, Birinci Dünya Savaşı'nda Ermenilerin Türkler tarafından sürülmesinin “insanî olmadığını” ifade etti. Kıbrıs sorununda da ufukta yeniden bir hareketlenme görünüyor. Davutoğlu bölünmüş Akdeniz adasını çözüme kavuşturmak için geçen günlerde ülkenin batı komşusu Yunanistan'ı ziyaret etti.

Türkiye eş zamanlı olarak Avrupa'ya dönük siyasi çizgisini güçlendiriyor. Türkiye ve Avrupa Birliği pazartesi günü Türkiye-AB Vize Serbestîsi Diyaloğu Mutabakat Metni ve Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması'nı imzaladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ocak ayında üç yıldır ilk kez tekrar bir Avrupa Birliği zirvesine katılması bekleniyor.

Bölgede çarpıcı kırılmalar

Türk hükümetinin resmi diline göre tüm bu temaslar, 2009 yılında göreve geldiğinde Türkiye'nin dış ilişkilerini yeni bir temele kavuşturmak isteyen Davutoğlu'nun “Sıfır Sorun” politikasının mantıksal sonuçları. Komşularla uyum, ülkenin güçlü bölgesel politik bir konuma gelmesine ve yeni ticari pazarlara açılmasına yardımcı olacaktı.

Ne var ki bölgedeki gelişmeler çalkantılı oldu. Eski müttefik Suriye bir hasma dönüştü, Mısır'da Türk hükümetine yakın olan Devlet Başkanı Muhammed Mursi ordu tarafından iktidardan uzaklaştırıldı. Irak hükümeti Ankara'yı Kuzey Irak Kürtleriyle, Bağdat'ı pas geçerek yaptığı petrol ticareti sonucunda ülkesini istikrarsızlaştırmakla suçluyor. İsrail ile zaten zor olan ilişkiler 2010 yılında 9 Türk aktivistin İsrail'in bir yardım gemisine yaptığı saldırı sonucu ölmesiyle dip noktaya ulaştı.

Türkiye'nin “değerli yalnızlığı

Tüm bunlara ek olarak, farklı durumlarda Türk hükümetinden politikacıların kullandığı ahlakî olarak üstünlük vurgusu yapan ve sivrileşen dil, bölgedeki komşularını Ankara'ya karşı öfkelendirdi. Örneğin Erdoğan Türkiye'den farklı olarak Mursi'nin devrilmesinden sonra Mısır'daki yeni iktidar sahipleriyle işbirliği yapan tüm güçleri lanetledi. Danışmanı İbrahim Kalın bu bağlamda ülkesinin bölgedeki “değerli yalnızlığından” söz etti.

Bunun sonucu, Türkiye'nin Ortadoğu'da yaşadığı çarpıcı itibar kaybı oldu. Beş yıldır düzenli olarak bölgedeki ortam üzerine araştırmalar yapan Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Türkiye hakkındaki sempati değerlerinin 16 Ortadoğu devleti arasında sadece bir yıl içerisinde yüzde 78'den yüzde 59'a gerilediğini açıkladı. Bu anketlere göre uzak doğudaki Çin, Türkiye'den daha çok seviliyor.

Neo-Osmanlıcı tutum'

Yunanistan'dan gelen ve İstanbul'da öğretim görevlisi olarak çalışan siyaset bilimi uzmanı Dimitrios Triantaphyllou Erdoğan hükümetinin bir “Neo-Osmanlıcı tutum” içinde olduğu sapatmasını yapıyor. Osmanlı Devleti'nin bir devamı olan Erdoğan Türkiyesi'nin, aynı ortak kültürel mirasa yaslanan bir yönetim hakkı iddia ettiğini belirtiyor. Mısır gibi kendisiyle gurur duyan devletlerin ise bunu görmek istemediğini belirtiyor.

Davutoğlu'nun Türkiye’nin komşularına yaptığı yeni ziyaretler, zararı sınırlama çabası dış politikada yeni bir başlangıcın işaretleri olarak görülebilir.

TESEV'den Sabihe Şenyücel Gündoğar ise Türkiye'nin içinde bulunduğu izolasyonu bir gecede ortadan kaldıramayacağını ancak Ortadoğu'daki başarı ihtimalinin o kadar da az olmadığını belirtiyor. Türkiye'nin geçen yıl yaptığı tüm hatalara karşın önemli bir aktör olmaya devam ettiğini ifade eden Gündoğar, “Bu ülkeyi sevseler de sevmeseler de Ortadoğu'daki insanlar Türkiye'yi dikkatle izliyor” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber-Analiz: Thomas Seibert

Çeviren: Ercan Coşkun

Editör: Başak Özay