Almanya’da çocuk hakları tartışması

Alman politikacılar, çocukların şiddetten ve ihmallerden daha iyi korunmasını sağlayabilecek yöntemler üzerine tartışıyorlar. Alman Hristiyan Sosyal Birliği CSU’nun aile politikası sözcüsü Johannes Singhammer çocukların daha iyi korunabilmesi için bir ’37 paun programı’ önerdi. Singhammer’e göre, ilk olarak ailelerin güçlendirilmesi gerekli. Singhammer, gençlik dairelerinin daha verimli çalışabilmesi ve ebeveyn yetkilerinin arttırılabilmesi içinse yani yasal önlemler alınması gerektiğini düşünüyor.

Yargıda hız ihtiyacı

Alman Sosyal Demokrat Partili adalet bakanı Brigitte Zypries ise gençlik dairelerinin yargı yollarına daha hızlı başvurmalarının gerekli olduğuna işaret ediyor ve ‘aile mahkemeleri ne yazık ki çok geç devreye giriyor’ diyor. Bakan Zzpries, geçtiğimiz yaz aylarında da ‘çocuklarını ihmal eden ya da istismar eden anne babaların yargıya sevk edilmelerinin kolaylaşması’ için bir yasa tasarısı sunmuştu.

Farklı öneriler olsa da, politikacıların üzerinde anlaştıkları konu ise, çocukların belirli aralıklarla sağlık kontrollerinden geçmesinin zorunlu hale getirilmesi. 19 eyaletten 9’u çocukların için zorunlu olarak sağlık kontrolleri uygulamasını başlatmaya karar verdi. Örneğin Bayern eyaletinde çocuklarını bu muayenelere götürmeyen ailelere verilen çocuk parası yardımı kesilecek. Bayern eyaleti Alman Hristiyan Sosyal Birliği Partisi sosyal bakanı Christa Stewens, bu uygulamanın bütün eyaletlerde yürürlüğe girmeyecek olmasını üzüntüyle karşıladığını belirtiyor: “Bu uygulamayı, ailelerin yer değiştirdikleri için, bütün Almanya’da geçerli olabilecek şekilde düzenleyebilseydik, daha iyi olurdu.”

Kontrol ağı

Hessen eyaletinin Alman Hristiyan Demokrat Partili sosyal bakanı Silke Lautenschlaeger de çocuklar için zorunlu sağlık kontrolleri uygulamasını destekliyor: “Biz Hessen eyaletinde çocukların sağlık kontrollerinden geçmesini zorunlu kılıyoruz, diğer eyaletler de bu uygulamayı başlatıyorlar. Ancak, bütün çocukların bu kontrollerden geçip geçmediğini kontrol edebileceğimiz bir ağ kurmak en doğrusu olur.”

Sağlık kontrollerinin bütün Almanya’da zorunlu hale gelebilmesi ise, Almanya’nin aileden sorumlu bakanı Hıristiyan demokrat partili Ursula von der Leyen’in yetkisinde olan bir konu. Ancak Leyen, bu uygulamaya karşı çıkıyor. Leyen’e göre, birkaç istisnadan dolayı bütün aileleri şüpheli duruma düşürmek doğru değil. Leyen böyle bir uygulamanın anayasa ile de çelişeceğini belirtiyor: “Bütün anne babaları çağırın, anne babaların çoğu zaten isteyerek gelecektir, daha fazla bir şey yapmaya gerek yok, onlar zaten kontrollere giderler. Gelmeyenler olursa da, ya sağlık bakanlığı ya da gençlik dairesi devreye girer. Bunun avantajı, sağlık bakanlığının ya da gençlik dairesinin hemen ailelere müdahale edebilmesidir.”

Ailelere danışmanlık hizmeti

Ayrıca Aile bakanlığı, gençlik dairesi, sağlık bakanlığı, çocuk yuvaları ve sosyal hizmetler arasında daha iyi bir işbirliği kurulması için de çabalıyor. Bu sene bilgilerin paylaşılması ve ailelere danışmanlık hizmeti verilmesi amacıyla bir ‘Ulusal erken yardım merkezi’ kuruldu. Bakan Urusla Leyen, çocuklara günlük hayat içerisinde dikkat etmenin çok önemli olduğuna değiniyor: “Herkes kendisine ‘komşum iyi mi, yorgunluk işaretleri var mı ya da çocuklar tehlikede mi’ diye sormalı. Ancak, devlet tabii ki güvenilir deste ağları kurmalı.”

Başbakan Merkel de yaşanan son çocuk cinayetleri vakalarına ilişkin olarak, toplumda bir ‘dikkat ve bakma kültürü’ oluşmasının önemine dikkat çekti. Başbakan Merkel, çocukların korunmasıyla ilgili olarak gelecek hafta eyalet başbakanlarıyla görüşecek.