1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

14 Nisan 2014

Alman basınında Rusya-Ukrayna ihtilafına yönelik yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/1BhQB
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alman basınından özetler

Münchner Merkur Ukrayna'daki gelişmelerin arkasında Rusya'nın hesaplarını şu sözlerle yorumluyor:

“Halihazırda birçok gelişme Moskova'nın Ukrayna'nın doğusundan ziyade yüzünü Batı'ya çevirmiş kalan tüm ülkelerin istikrarsızlaşmasına heveslendiğine işaret ediyor. Kısa sürede sıcak çatışmayla sonuçlanabilecek ve tüm bölgeyi tehdit eden bir güç oyunu söz konusu. Ukrayna'nın doğusunda huzursuzluk yaratanlar ve ayrılıkçılar üzerinde gerçekten sadece Moskova'nın sakinleştirici bir etkisi olabilir. Kremlin'in buna hazır olup olmadığı ise önümüzdeki gün ve haftalar üzerinde son derece belirleyici bir etkiye sahip.”

Die Welt Ukrayna'nın doğusundaki krize Batı'nın nasıl tepki vermesi gerektiğini irdeliyor yorumunda:

“Moskova açısından tek bir şeye izin verilemez, o da Batılı bir adayın, en başta da iş adamı Petro Poroşenko'nun devlet başkanlığı seçimlerinden meşru bir zaferle çıkması. Bu yüzden Rus ayrılıkçıların kargaşa çıkarmasına ve kamu binalarını işgal etmesine yol veriliyor. Batı, Avrupa'nın kalbindeki bir halkın kendi kaderini tayin hakkına bu şekilde müdahale edilmesine tahammül edemeyeceği aşikar. Peki, ama ABD ve AB ne yapabilir? Bunun sessiz ve kederli bir yanıtı var: Gerçekçi olabilir. Kısa vadede yaptırım tehdidinde bulunmak, bunları yürürlüğe koymak ve savaş tehditleriyle baskıyı artırabilir. Ama günün birinde Vladimir Putin ile karşı karşıya gelmek mecburi çünkü Ukrayna kontrol edilemez bir barut fıçısına dönüşüyor. Ülkenin Avrupa Birliği'ne ya da NATO'ya katılımı ilk etapta gerçekleşmeyecek.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung, yeni yaptırımların vaktinin geldiği görüşünü ortaya atıyor:

“Moskova işbirliği ya da diyalog değil, ihtilafın daha da büyümesini istiyor; Ukrayna'nın da katılımıyla yapılan görüşmenin başarısızlığa uğraması için bir neden arıyor. Bu gerçeği Rusya-Ukrayna ihtilafının şömine karşısında yapılan görüşmelerde veya Rus menfaatlerinin dostane bir şekilde göz önünde bulundurulması ile çözülebileceğine inananların görmesi gerekiyor. Rus yönetimine karşı yeni yaptırımları devreye sokmanın vakti geldi. Bunun Moskova'nın kışkırttığı Doğu Ukrayna'daki olaylarla veya Rus birliklerinin işgali ile Ukrayna parçalanmadan önce yapılması şart. Şunu hatırlatmakta fayda var: Putin'e Rus ordusunu Ukrayna topraklarına sürme yetkisini tanıyan yasa halen yürürlükte.”

Berliner Zeitung'da ise Ukrayna'nın 23 yıllık geçmişine dikkat çekiliyor:

“Ukrayna'nın hiçbir dönemde egemen bir devlet olmadığı söyleniyor. Ülkenin iki dilli olması, Ukraynalıların kendilerini bir ‘ulus' olarak görmemelerine kanıt olarak gösteriliyor. Fakat gerçek şu ki, dil sınırı çekildiğinden beri bölüneceği yönünde kehanette bulunulan Ukrayna 23 yıldan bu yana bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürüyor. Ukraynalıların çoğu her iki dile de hâkim. Kamuoyu araştırmaları, geçen 23 yıl içerisinde bölücü unsurlardan ziyade, birleştirici unsurların filizlenip büyüdüğünü ortaya koyuyor. Bu gelişme, Rusya ile ihtilafın çözümüne yönelik çabalarına temel oluşturmalı.”



© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay