1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

10 Aralık 2012

Opel'in Bochum tesislerindeki otomobil montajını sona erdirme kararı ve AB'nin Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmesi, bugünkü Alman basının öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/16zbU
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Opel'in Bochum tesislerindeki otomobil montajını sona erdirme kararı ve AB'nin Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmesi, bugünkü Alman basının öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

Ulusal gazetelerden Süddeutsche Zeitung, General Motors (GM) tröstünün, sahibi olduğu Opel otomotivcilik şirketinin Bochum tesislerindeki otomobil montajını 2016 yılında sona erdirme kararını şöyle değerlendiriyor:

"Belki kulağa pek hoş gelmeyebilir; ama Bochum’daki Opel tesisleriyle ilgili karar belki de geç bile alındı. Zira artık Avrupa’daki otomobil endüstrisi genel olarak büyük bir sıkıntı içine girmiş durumda. Ford, daha önce Avrupa’daki üç tesisini kapatacağını duyurdu. Bunlar arasında 4 binden fazla kişinin istihdam edildiği Belçika’nın Gent kentindeki tesisler de bulunuyor. Peugeot, Citroën ve Fiat da otomobil üretimini düşürüyor. Volkswagen, Audi, Daimler ve BMW ise henüz Asya ve Kuzey Amerika'da iyi giden satışlarından memenun ama onlar da kendilerini durgunluğa hazırlıyor. Opel'in, bu krizin ardından hiç değilse iyi bir marka olarak kalmayı başarmasını temenni etmekten başka çare yok."

Berlin merkezli Der Tagesspiegel gazetesi ise Opel’in Bochum tesislerindeki gelişmeleri, Sosyal Demokrat Parti’nin hafta sonunda resmen başbakan adayı olarak seçtiği Peer Steinbrück'ün seçim kampanyası ile ilişkilendiriyor:

"Peer Steinbrück için Bochum tesislerinin kapatılması büyük bir seçim hediyesi olur. Her tespit belki tutarsızlık gibi algılanabilir. Ancak Opel fabrikasının bulunduğu Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin eski başbakanı olan Sosyal Demokratların başbakan adayı, seçim kampanyasında mutlaka işleyecektir. Çünkü bu durum, Steinbrück için büyük bir şans ama Opel için de büyük bir tehlike barındırıyor. Eğer Steinbrück akıllı bir adamsa kurtarıcı rolüne soyunmaz. Başbakan adayı çok iyi biliyor ki, partidaşı Gerhard Schöder, bu hatayı yıllar önce inşaat devi Holzman’ı kurtarmak için yapmıştı. O zamanlar verilen kurtarma sözü, işletmenin iflası ile sonuçlanmıştı."

Alman gazetelerinin ele aldığı bir diğer önemli konuyu ise Avrupa Birliği'nin aldığı Nobel Barış Ödülü oluşturuyor. Stuttgarter Zeitung, dün takdim edilen ödülle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Başlangıçta yaşanan ufak tefek protokol sorunları dışında törene katılan AB temsilcileri, olumlu bir intiba bıraktı. Özellikle de AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy’un duygusal teşekkür konuşması çok etkileyiciydi. Hatta Brüksel’i hafiften alaya alarak sempati de topladı. Ancak Avrupa en büyük sınavını henüz vermedi: Avrupa’daki ekonomik gelişmeler, politikacıları, halkın büyük bir kısmının reddettiği uygulamalara zorluyor. Eğer sosyal barış biran önce tesis edilemezse vatandaşların Avrupa'ya duyduğu şüphe de giderek artacaktır."

Basın turumuzu Hamburger Abendbaltt gazetesinin aynı konuya ilişkin yorum ile noktalıyoruz:

"Avrupa parçalanmış bir kıta. Kutlama ya da törenlerin yapıldığı günlerde bile dünyaya, kıtanın bütünlüğüne ve gücüne dair bir tablo sunulamıyor. Nobel töreni için Oslo'ya 21 ülkenin devlet ya da hükümet başkanı gidiyor ama İtalya eski başbakanı da orada boy gösterince tüm ilgi ona odaklanıyor. Çılgın medya kralı Silvio Berlusconi, yeniden iktidara gelmek istiyor. Avrupa’nın koltuğundan ettiği adam, şimdi kıtayı yeni bir krizin kucağına atıyor. Ne kadar vahim bir durum. Nobel Barış Ödülü, aslında günlük politikanın ötesini tasavvur edebilmek için ideal bir vesile olabilirdi. Başarıları, günlük hayatın bir parçası sayarak unutmak çok insani bir durum. Ama bir şey kesinlikle unutulmamalı: Avrupa Birliği, büyük eziyetler çeken bir kıtanın emsalsiz başarı hikâyesidir."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Murat Çelikkafa