1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

9 Ocak 2013

ABD Başkanı Barack Obama’nın yeni kabinesi için aday gösterdiği isimler ve İsrail’de iki hafta sonra yapılacak genel seçimler öncesindeki atmosfer, bugünkü Avrupa basınından seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/17GVv
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

ABD Başkanı Barack Obama’nın yeni kabinesi için aday gösterdiği isimler ve İsrail’de iki hafta sonra yapılacak genel seçimler öncesindeki atmosfer, bugünkü Avrupa basınından seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor. 

Fransız Le Monde, ABD Başkanı Barack Obama’nın kabinesi için aday gösterdiği isimlerle ilgili olarak şu yorumda bulunuyor:

“John Kerry’nin dışişleri bakanlığına, Chuck Hagel’ın da savunma bakanlığına aday gösterilmiş olması önemli. Barack Obama bu seçimle defalarca ödüllendirilmiş iki eski askeri, yönetime getirmiş olacak. Chuck Hagel’ın en önemli görevleri; askerlerin Afganistan’dan çekilmesini hızlandırılması ve Birleşik Devletler’in bütçesinin beşte birine denk gelen savunma bütçesinin azaltılması olacak. John Kerry, selefi Hillary Clinton kadar parlak olmayacaktır. Ancak İran ya da Ortadoğu gibi hassas bölgeler ve konular söz konusu olduğunda Kerry’nin tarzı, ‘gizli misyonlar ve kapalı kapılar ardında yapılan diplomaside’ işine yarayacaktır."

Muhafazakar İsveç gazetesi Svenska Dagbladet ise Cumhuriyetçi kanattan Chuck Hagel’ın ABD Savunma Bakanlığı’na aday gösterilmesini, ABD’nin müttefikleriyle ilişkileri çerçevesinde ele alıyor: 

“Chuck Hagel bir Vietnam gazisidir, bedeninde hâlâ o dönemden şarapnel izleri taşır. Savunma Bakanlığı görevi için de ek ders almasına ihtiyacı yok. Cumhuriyetçiler içindeki yeni muhafazakârların aday gösterilen bu isimden çok hoşnut olduğu söylenemez. Asıl yöneltilmesi gereken soru ise bunun ABD’nin yeni siyasi açılımının bir ifadesi olup olmadığıdır. Burada söz konusu olan sadece siyasi konjonktür değil, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından bu yana ABD’nin dünya politikalarındaki ağırlığının giderek azalıyor olmasıdır. ABD eskiden olduğu gibi tek başına dünya polisliği yapamaz; işbirliği için yeni yöntemlerle ortaklar bulmak zorunda. Avrupa için bu durum hem tehdit hem de şans anlamına geliyor.”

Lüksemburg gazetesi Luxemburger Wort, farklı bir konuyu, İsrail’de iki hafta sonra yapılacak meclis genel seçimlerini yorum sütunlarına taşımış:

“Seçime iki hafta kala İsrail’de siyasî durum belirsizliğini koruyor. İsrailliler, sadece ülkede çok da pembe olmayan ekonomik durum dolayısıyla değil, Mısır, Suriye ve İran’daki gelişmelerin önceden kestirilemez durumda olması nedeniyle de son derece tedirgin. Normal olarak seçmen böyle anlarda temkinli davranır. Ancak İsrail’de geniş tabanlı geleneksel halk partileri İşçi Partisi ile Likud konusunda seçmen hayal kırıklığı içinde. Batı Şeria topraklarının yüzde 60’ının ilhak edilmesini isteyen ve bu talebiyle ‘muğlak duruma açıklık getirmek isteyen’ aşırı sağın yeni parlayan yıldızı Naftali Bennett’in bu seçimden kazançlı çıkması olasıdır. Böylece basit çözüm reçeteleri ortaya atanlar, İsrail’deki tedirgin ortamı kendi çıkarları yönünde kullanabilirler.”

Rus bulvar gazetesi Komsomolskaja Prawda ise ülkesindeki vergi politikaları nedeniyle Fransız aktör Gerard Depardieu’nün Rusya vatandaşlığına geçmesini ve Rusya için yaptığı reklamın anlamını yorum köşesinde ele alıyor:

“Gerard Depardieu'nün Rus vatandaşlığına geçmesi birilerini sevindirirken, diğerlerini öfkelendiriyor. Bu hikâye şüphesiz Rusya’nın itibarı açısından zafer anlamına geliyor. Ancak bazı soruların da gündeme gelmesine yol açıyor. Örneğin ünlü aktörün Rus pasaportu alması sadece birkaç gün sürerken, normal vatandaşlar için neden meşakkatli bir mücadeleye dönüşüyor? Depardieu pasaportunu normal prosedürle almadı, ona bir anlamda yeni yıl hediyesi bahşedilmiş oldu. Parlak imajı sayesinde Depardieu, Rusya için iyi reklam yaptı. Ancak biz gerçekten de akıllı, eğitimli, yetenekli mümkün olduğunca çok kişinin ülkemizde yaşamasını istiyorsak, o zaman bu ülkedeki birçok şeyin de değişmesi gerekmektedir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü Schenk